bilimsel bilgiler

::merhaba panpalar.

::bu başlık altında kısa kısa merak edilen ve çoğu başlığa "ateistler açıklasın" lügatına sebeb olan soruları cevaplayacağım.

::özet niteliğinde olacağı için "özet geç bin" gibi şeyler yazmanız, sadece başlığı uplamanıza yardımcı olur.

::okuyan, okumayan, okumuş gibi yapan herkese teşekkürler.

::amaç tartışma ortamı yaratmak değil, bilgi paylaşımı.

::not: hem kendi yazılarım hem de alıntılar mevcuttur.
kaynak isteyenler mesaj atabilirler.

:: (bkz: ilk sorumuz) evren nasıl oluştu? bunu da açıklayın atayizler!!!111birbirbir!!!

:: (bkz: cevap) evrenin oluşumuna dair ilk görüşü kafasına elma düşen adam olarak tanıdığımız newton panpamız ileri sürmüştür. newton abimiz hareketsiz yani durağan ve başlangıcı olmayan bir evren görüşünü savunuyordu. newtona göre evren sonsuzdan beri vardı. var olmaya devam edip kendi halini koruyacaktı.

ikinci görüş ise şuan bilim literatüründe kabul gören büyük patlamadır. büyük patlama da evrenin bir başlangıcı vardır. Eğer evren sürekli genişliyorsa, evrendeki gök cisimlerinin geçmişte birbirlerine daha yakın olmaları yani evrenin daha sıkışık olması gerekir. şöyle düşünün panpalarım: şişirilmemiş balonun üzerine kağıt parçaları yapıştırın. sonra şişirin. parçaların birbirinden uzaklaştığını göreceksiniz. evrende bu balon örneği gibidir. gittikçe genişler.

:: (bkz: ikinci soru) insanlar maymundan geldiyse şuanki maymunlar neden insan olmuyor qapaq?

:: (bkz: cevap) bu o kadar saçma bir düşüncedir ki ellerim titriyor bakın. yok yok düşüncelere saygım var tabii. ilk okuyuşta "ulan evrimi çökertti bu adam" dedirtecek gibi duran bir soru aslında. cevabı çok basit. gözlemlemeye kalkarsan, ömrün yetmez ve olamaz. olay şu: bir maymun yıllarca durup insan olmadı. farklı türlere ait atalarımız aynı familya içerisinde döngüyle oluştular. bunu anlamak o kadar zor değil. eşek ile atın gibişip katır olduğuna şahit olabilirsiniz gözlemlemek isterseniz.

evrim ağacı sitesinden bir resim.
familya.

http://evrimagaci.org/dos...r/fotograflar/62/3881.jpg

:: (bkz: üçüncü sorumuz) Bilim insanlarının amacı, Tanrıyı gereksiz kılmak mıdır?

:: (bkz: cevap) Bilim insanlarının amacı, Evreni açıklamaktır, o kadar. Eğer bunu yapmanın en iyi yolu, denklemlere Tanrıyı dahil etmek olsaydı, bu da yapılırdı. Ancak, yaratılışçılara göre bile Tanrı esrarengizdir; bu nedenle de dahil edilmesi halinde ortaya çıkan şey, kullanışsız ve cevaplayıcı olmayan bir açıklamadır.

:: (bkz: dördüncü sorumuz) ilk hücreler nasıl tesadüfen bir araya gelmiş olabilir ki?

:: (bkz: cevap) Biyokimya şans işi değildir; şans ve zorunluluğun birlikteliğidir. Bunun sonucunda da kaçınılmaz biçimde karmaşık yapılar oluşur. Amino asitler ve diğer karmaşık moleküllerin uzayda bile oluştukları bilinmektedir. Moleküller, kuantum yasalarına bağlı olmakla olasılıkçı davranırlar, ama bir yandan da fizik yasalarının zorunluluğundan kaçamazlar. Dolayısıyla dünyada yaşamın başlaması zaten kaçınılmazdı; fakat ne zaman ve nasıl başlayacağı konusunda şanş faktörü devreye girmiştir. Aynı şekilde, uygun şartların var olduğu diğer gezegenlerde de yaşamın ortaya çıkmış olması çok büyük bir olasılık dahilindedir.

:: (bkz: beşinci sorumuz) Bugün sıfırdan yeni bir hayat neden oluşmuyor?

:: (bkz: cevap) Bugünün koşulları geçmişteki koşullardan iki önemli açıdan farklıdır: Birincisi, yaşam ilk ortaya çıktığında atmosferde veya okyanuslarda çok az moleküler oksijen vardı ya da hiç yoktu. Serbest oksijen kimyasal tepkimeye açık olduğundan, olasılıkla karmaşık organik moleküllerin oluşumuna müdahale etmiş olabilir. ikincisi ve daha da önemlisi yaşam ortaya çıkmadan önce ortada yaşam diye bir şey yoktu. Bugün böyle bir durum olsaydı, çevremizdeki mikroskobik yaşam, karmaşık molekülleri yeni bir yaşama dönüşmeden önce bulur ve yok ederdi.

Geçmişteki dünya koşulları laboratuvar ortamında yaratıldığında, o koşullar altında yeni yaşam formlarının sıfırdan oluştuğu **deneylerl**e gösterilmiştir.

• *deney: http://www.baharkilic.org...6/Miller-Urey-deneyi.aspx **

devam edecektir..