1. 1.
    +1
    Part 6:

    (Kürt Meselesi, M. Şükrü Sekban, 1979, sf.18-19)
    Daha da enteresanı, geçenlerde (2001, Mart) STV televizyonunda konuşan ve ülkesini tanıtan Afganistan Büyükelçisi gösterilen filimdeki bir halıyı "KÜRDÎ" diye adlandırdı... Kendisine, "Niye bu halının adı KÜRDÎ?" diye sorulunca, ne cevap verdi, biliyor musunuz?..

    - "Çünkü bu tür halılar Afganistan'daki DAĞLI BiR KABiLE tarafından dokunur,"

    dedi!.. Bu da bizim "Kürt" ifadesinin DAĞLI GÖÇEBELER için kullanıldığı tesbitimizi desteklemektedir.
    Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu asla bir "Kürt Bölgesi" değildir!.. Bölgede 11. asırdan itibaren devlet kuran Artukoğulları, Dulkadiroğulları, Akkoyunlular, Karakoyunlular, Saltukoğuları, Mengücükoğulları hep OĞUZ boyundandır. Aralarında hiç Kürt devleti yoktur!... Çünkü devlet kuran yerleşik hayata geçer, yerleşik olanın da Kürtlüğü sona erer!.. Çünkü KÜRTLÜK, DAĞ GÖÇEBELiĞi DEMEKTiR!

    Dil farklılığın sebebi, yörenin sarp dağlık olması ve Arap-Acem etkisinin hissedilmesidir...

    Van Milletvekili ibrahim Aras dönemin GERDi aşireti reisi OĞUZ Bey'e sorar:

    - "Bu ad TÜRK adıdır, (Sen Kürt'sen) sana nasıl gelmiş?"

    - "Bendeniz 21. OĞUZ'um... Bizde baba evlâdına kendi babasının adını verir, bu böylece devam eder, gider," cevabını alır.

    Ama maalesef öz-be-öz TÜRK olan bu aşiret reisi, TÜRKÇE bilmiyor, yörenin karmaşık ağzını kullanıyordu!...

    Amcası KILIÇ Bey de!.. Adı TÜRK, KOÇBEYi aşireti reisi Mehmet Emin Bey de!...
    (Doğu Anadolu Gerçeği sf. 31)

    Kürtçe denilen ağızlarda cümleler Farsça-Arapça kelimelerden oluşsa da cümle yapısı, yani grameri genelde TÜRKÇE'dir!..

    Ve bilindiği gibi bir dilin aslını tesbite yarıyan kıstas ta gramerdir!..

    Öte yandan, biliyorsunuz, artniyetli Avrupa Birliği'nin baskısı ile bir "kürtçe" yayın furyası başladı. Bu son derece komik ve amaçsız bir faaliyet... çünkü Kurmançça ve Zazaca yapılan bu yayınları dinleyenler Kurmanç ve Zaza grubundan dahi olsalar anlayamıyorlar. Mesela Mahsun Kırmızıgül annesinin Zaza olmasına rağmen, yayını anlayamadığını açıkladı!... Çünkü BiR JAPON DiL UZMANININ DEDiĞi GiBi 30'a yakın ağız var. iki komşu köyün "kürtleri" bile zaman geliyor, birbirini anlamıyor!...

    Sırada "kürtçe" eğitim var!... Avrupa Birliği'nin istediği ve onların bu ülkedeki uşaklarının "başüstüne" deyip hemen yerine getirmeye çalıştığı her "emir" gibi bu hususu da yakında gerçekleştirmek için kolları sıvayacaklardır.

    Ama bakın Yalçın Küçük ne diyor:

    - "Paris Üniversitesi'nde, belki de dünyanın en iyi Doğu Dilleri üniversitesinde, Farisî, Soranî, Kırmançi tahsil ettim."

    - "Paris'te pek çok Kürt vardı, (ama) sınıflarımda hiç Kürt yoktu!.."

    - "Bir TÜRK (ben), sevimli bir Japon, Türk Harp Akademisi'ne gelecek bir Fransız yarbay, Paris polis departmanından bir komiser, dedesi Sovyet komünizminin kuruluşuna katılmış, adı Tanya bir isveçli hanım, üç yıl sınıf arkadaşı olmuştuk."

    - "Enstitü'de Kürt öğrenci yok muydu?..

    -(El Cevap:) Çoktu!.. Ve bunlar TÜRKOLOJi okuyorlardı!.." (Tekelistan, 2004)

    Fransa'da Kürtler'e baskı mı var?.. Yok!.. Üstelik yağız bir Kürt delikanlısının azad kabul etmez kölesi ve de metresi Bayan Mitterand başta olmak üzere, tüm Fransa'nın kürtçülüğü, kürt bölücülüğü desteklediği düşünülürse, Yalçın Küçük'ün bu tesbiti ibret vericidir.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster