1. 1.
    0
    Tabii ki okula, Furkan'la buluşmaya gidiyordum. Yapmamız gereken bir ziyaret vardı. Saat 12'ye gelirken ben okula anca varabilmiş, bina girişinin önünde oturmuş bekliyordum. Saate baktım, daha 10 dakika vardı, mecbur Furkan'ın gelmesini bekleyecektim. Kimi getireceğini de merak ediyordum, açıkçası bizim sınıftaki herhangi birinin bu işi ciddiye alabileceğine pek inanmıyordum. Sonunda Furkan geldi, fakat arkadaşı yanında değildi. Birini getirmekten vaz mı geçmişti acaba, tam da bu fikre kendimi alıştırmışken. O yanıma vardığında ayağa kalkıyordum, konuşmayı başlatan ilk ben oldum:
    -Selam.
    +Selam, hazır mısın?
    -Ben hazırım da, arkadaşını getirecektin... o nerede, vaz mı geçtin?
    +Onu önden gönderdim, biz gidene kadar etrafı araştıracak.
    Onu önden mi göndermiş? Kim acaba bu çocuk?
    -... neyse gidelim artık.
    Biz tam gidecekken bahçeye biri girdi.
    Önünde durduğumuz kapı binanın köşesine yakın bir yerdeydi, o yüzden oraya görünmeden gitmemiz pek de zor olmamıştı. Niye saklanma gereği duymuştuk; belki filmlerden gördüğümüz aksiyonu yaşamak cazip gelmişti, belki de barakada gördüklerimizden sonra pgibolojimiz altüst olmuştu.. Bilemem. Ama işi şansa bırakmamıştık. iyiki de öyle yapmışız...
    Biz saklanmaya çalışırken artık bahçe kapısından kim girdiyse arka bahçeye geçmişti. Yani benim okulda kafama en çok takılan, en çok anımı yaşadığım yere. Barakanın olduğu yere..
    ···
   tümünü göster