bir deepweb efsanesi son buldu

Bundan sonra hikayeye yannan kafalılar müdahale etmesin diye şu açıklamayı ekliyorum:

• bu hikayede adı geçen kişi ve kurumlar tamamiyle hayal ürünüdür... 1'i hariç... *

Evet beyler size nerdlerin dünyayı daha yaşanabilir bir hale getirmek için yaptığı çalışmalardan bahsedecektim. Ama öncesinde n8 ile ilgili daha önce bahsetmediğim birkaç şeye değinicem. N8 diyoruz sabahtan beri ama biriniz de çıkıp bu n8 ne amk demedi. Nickimden de anlayacağınız üzere n8: "nabla eight" 'in kısaltmasıdır panpalar. Kimileri n8'i nate (neyt) diye de okur. (ingilizce 8 yani eight, eyt diye okunur) peki nabla eight neyi simgeliyor?

Zamanında bu oluşum kurulurken üstünde epey düşünülmüştü. Sitenin mimarları Sembolizmden fazlaca esinlenilmişti. bunu sitenin farklı sayfalarına yerleştirilmiş ufak detaylardan anlayabiliyordunuz. Bu detaylara geçmeden önce nabla sembolünden bahsedeyim. Nabla, matematikte ve mühendislikte kullanılan ters üçgen şeklindeki bir sembol. Bu haliyle erkeği temsil ediyor (üçgen vücut vs). 8 ise tahmin edebileceğiniz gibi kadını temsil eden bir sayı (kum saati gibi olması, 90-60-90 vücut ölçüleri gibi). Yani n8 içinde erkekliği ve dişiliği barındıran dolayısıyla dualizmden esinlenmiş bir organizasyon. Bu konularda ahkam kesecek kadar bilgim yok merak eden kendisi araştırmasına devam etsin panpalar. Özet olarak birbirine taban tabana zıt öğeleri (iyi kötü, gece gündüz gibi) içinde barındıran bi çeşit öğreti. Ama benim anladığım ve çok sonraları işlerden biraz daha haberdar olunca idrak edebildiğim kadarıyla doğadaki tezatlıkları doğayı anlamak için değil kendi emellerini gerçekleştirmek için kullanmayı hedefleyorlardı. Ve bunu yapacak gücü sadece ve sadece kendilerinde görüyorlardı. insanoğlunun kaderine yön verecek yeti sadece bu ayrıcalıklı grubun sahip olabileceği bir şeydi ve bütün bunlara doğanın (ezelden beri) sahip olduğu kuralları anlamaktan ve ona yön vermekten geçtiğini biliyorlardı.

Peki ama insanların aydınlanması için çalıştığını iddia eden bu ekip nasıl oluyordu da kendiyle çelişiyordu. Bir yandan 'sonsuzluğa uyanış' projesiyle 'üstün insan' ırkına geçmek istiyorlardı bir yandan da onlardan kendi kaderini tayin edemeyecek acizliktelermiş gibi bahsedip onlar yerine kararlar alıyorlardı.

işte beyler burda daha derinlere inmemiz gerekiyor...