1. 2476.
    +3
    Ellerimi yüzümden çektim. Suratına baktım. Çok yorgun görünüyordu. Çok değişmişti. Gözleri… sanki yorulmuştu işte…

    -ecrin bana nasıl söylemezsin ya?
    -yılbaşında söyleyemedim ali. Çok mutluydun. Bozmak istemedim. Yani bu nişanlı meselesi. Teyzem ocakta kanser oldu zaten. Ondan sonra iyice pgibolojik çöküntüye uğradım. Hiç kurtulamayacağımı sandım. Seni de mutsuz etmek istemedim

    Ayağa kalktım. Aslında sövmek istiyordum. “beni sanki benden ayrılarak mutlu mu ettin gerizekalı” demek istiyordum. Ama bunları demenin ne yeri ne de zamanıydı.

    Hiçbir şey sorgulamamıştım. Onu bir daha aramamıştım. Gururumdan ve sinirimden. Hiç başka bir sebebi olduğunu düşünmemiştim.

    Ecrin gerçekten yalnızdı beyler. Çok yalnızdı. Zaten arkadaşlarına bir şey anlatmazdı o. Bana, babasına ya da teyzesine anlatırdı.
    Babası dilini bile bilmediği bir kadınla evlenmiş, teyzesi de ölmüştü. Hem de kısa sürede.
    Üstüne gitmedim. Sarıldım. Yine sımsıkı. Coşkulu bir sarılma değildi bu.

    Şimdi ecrin bana bade’ye dön, o senin sevgilin ben fazlalığım dese de ben dönemezdim ki.

    -ali. Sevgilin varmış. Ben kötü olmak istemiyorum. Zeynep durumuna düşmek istemiyorum
    -bana bunları dedikten sonra ben badeyle olamam

    Hemen ayrıldı benden

    -bana acıyorsun yani
    -hayır acımıyorum. Seviyorum. Hep sevdim. Hep seveceğim.

    Ecrin ağlamaya başladı. Sarıldı. Ben de ağlıyordum. Ama o görmeden. Uzun kollarım olduğu için ona çaktırmadan siliyordum. Anlamamasını umarak.
    ···
   tümünü göster