1. 1976.
    +4
    Saniyelerle yarışıyordum artık. Bazı kafalar bana çevrilmişti. Masalar yanlardaydı ve uzun yolu koşmaya başladım.

    -ecrin!

    Beni görünce o çekik gözlerini öyle bir açtı ki.. tek hatırladığım şey kocaman oldukları. Bize bakanlar vardı ama geri sayım da yapılıyordu bir yandan.

    Hemen oturduğu yerden kalktı, sandalyesini itti sertçe. Bana öyle hızlı koştu atladı ki boynuma.

    Ayaklarını yerden kestim. Sarılmak için eğilmemiştim. Eğilmeme gerek yoktu zaten kucağımda, kollarımdaydı. Aramızdaki mesafe, ona olan sevgimi gram azaltmamıştı.

    Ayakları yere değmiyordu. Filmlerdeki gibi döndürüyordum. Gerçekten özlemiştim, gerçekten.

    Şampuan kokan dümdüz saçlarının kokusunu içime çektim. Herkes kucaklaşıyor, yeni yılı kutluyordu.
    Aslında şimdiye kadar yani bizimkilerle tanışana kadar ben yılbaşı kutlamamış adamdım. Saçma geliyordu. hala daha böyle partiler bana saçma gelir.

    Önemli olan sevdiğin ve ailenle dostla beraber olup, onları mutlu etmektir. Bana göre yılbaşının amacı budur.
    Ve ben kendimce amacıma ulaşmıştım. Sanırım beş dakika boyunca ayrılmadan sarılı kaldık. Artık yeni yıl kutlama işi bitmiş, grup tekrar şarkı çalmaya devam ediyordu.

    Hem de nev-zor çalıyorlardı.

    Ben ne yalan söyleyeyim bu şarkıyı burada tanıdım.bu şarkı böyle bir ana tanık olduğu için değerliydi.

    “Zor kadere emanet ettim seni
    Sen benim kördüğümüm, tutamadığım gözyaşım “

    Diye devam eden sözler sanırım bizi anlatıyor olabilirdi. Daha doğrusu ben dinlediğim tüm aşk, ayrılık,gurbet şarkılarını kendime uyarlıyordum da denebilir. Onu sevdiğimden beri.

    -ali
    -ecrin
    -geldin
    -evet
    -buradasın
    -evet
    -nasıl geldin, hiç telefonlarıma çıkmadın ben sandım ki..

    Sözünü tamamlamadan alnından öptüm.

    -geldim işte. Hadi dans edelim.

    Kolundan çekiştirdim. Genellikle insanlar pistte dans ediyorlardı. Ama biz farklı olarak en arkada gözlerden uzaktık.
    ···
   tümünü göster