1. 1951.
    +4
    Artık son hazırlıklar yapılıyordu. Mum falan dizmişlerdi ama aslında pek de gerek yoktu. Feride dicle’ye mesaj atmış: “bade beni eve davet etti 5 dakikaya oradayız”

    Son hazırlıklar yapıldı. Bekledik, bekledik…

    kapıdan bağrışmalar geliyordu

    “ya anahtarımı unutmuşum hayır si..” cümlesini tamamlamadan kapıyı açtım.

    “sürpriz”

    Geldi ayağıma tekme attı. “agggh, napıyosun ya”

    “anahtarım nerde? Napıyorsunuz?”

    Dicle el çırparak geldi
    “ee bade insaf doğum gününü kutlamaya gelmiştik ama”

    Bade sanki çok büyük bir şeymiş gibi gözlerini açtı, ben de bugün doğum günü diye azarlamadım. Ama çok fevri çıkışları vardı ve beni sinir ediyordu. içimden kütüphaneyi geçirdim. Kız salak mıydı zeki miydi yoksa zeki olduğu için salak mıydı? Bu paradoksumsu şeyden sıyrılıp, bade’yi içeri davet ettik, kutladık falan. Bu da ne gerek vardı havalarına girdi. Maytabı eline alıp halay çekti. Hep bunu yapmak istemişimdir dedi.

    Gündüz de beni dürterek “bence salağa yatıyor. Çok akıllıca” dedi.

    Ben hasbinallah diyorum tabi gerçekten davranışlarına bakan biri bunun zeka yaşı 10 diyebilirdi ama kazandığı bölüm, çizimleri, o kütüphane dahilikle delilik arasında ince bir çizgide olduğunu gösteriyordu.

    Herkes sofraya oturdu, yiyecekler yendi. Hediye faslına geçtiğimizde ilk dicle verdi, bol pantolon almıştı. Gündüz geyikli bir biblo almıştı. Sonrasında ben hediye verdim “aa çok beğendim” dedi.

    Şu anda bile üzerinde breaking bad tişörtü vardı. Ama üzerinde yazmıyordu walter’in karkatürize edilmiş hali gibi bir şeydi. Tişörtü görünce yüzümdeki tebessüme engel olamadım zaten.
    ···
   tümünü göster