1. 51.
    0
    fatma ile sohbetimizi şahane bir kulvara sokmuştuk ki bir an beni afallatan ve fatmanın kaşlarını çatmasına sebep olan o lafı duydum sol yanımda:

    tolga - koğuş ne ayak lan!?

    ulan şimdi sırası mı? belki kız benden çok hoşlandı!? belki kısa bir süre sonra bu kız sevgilim olacak!? ayrıca sana ne amk!?

    tolga - evet!?

    ben - ne evet!?

    fatma - ya bir git tolga, bir şey konuşuyorduk.. tadımızı kaçırma şimdi!

    tolga - lan ne olacak? ben de anlatırım bişeyler!? merak ettim lan, saber!? ha!?

    ben - hacı hakkaten zamanı değil şimdi.

    diğerleri de toplaşmaya başladılar etrafımıza bir anda.

    fatma - (gülümseyerek) çok sıkıntı yaratmayacaksa anlat kurtul bence!

    ben - ya sıkıntıdan değil de..

    tolga - eee!?

    fatma - rahatsız mı oluyorsun?

    ben - çok ama anlatmama engel olan o değil...

    cem - nedir lan o zaman!?

    ben - ya daha yeni tanıştık sonuçta.. ne bileyim, ön yargılı davranırsanız!?

    cem - lan ne koğuşmuş arkadaş!?

    fatma - istemiyorsan anlatma. (gözlerimin içine bakıyordu merakla, anlatmamı istediği belliydi)

    yardır gitsin amk dedim içimden. sonuçta herkes dökecek incilerini.

    ben - tamam anlatırım ama sonrasında bana olan tavrınız değişirse intikamım acı olur!

    tolga - bana uyar kardeş!

    kızlar, yekta ve enis de kabul etti şartımı. cem eline ucunda bir parça yumurta kalmış bir çatal geçirip bardağına vurdu iki kez.

    iyice sıkılaştırdılar safları. etrafıma toplaştılar.

    ben - (kalan birayı da diktim kafama ve) (bkz: sene 1995 travma koğuşu)

    // linke geçin, oradan devam edeceğim //
    ···
   tümünü göster