1. 1.
    +1 -1
    Ana kucağından çıkıp ilkokul ile gerçek hayata adım atan her Türk çocuğununnun "ABC" ile birlikte öğrendiği ikinci şey ülkemizin içinde bulunduğu tehlikelerdir. Jeopolitik konumu nedeniyle her zaman yabancı devletlerin iştahını kabartan bir coğrafya üzerinde kurulu olan milletimize vatanlık yapan Türkiye, son dönemde yeniden şekillenen ve yakın zaman içinde köklü değişiklere gebe olan Orta Doğu'da nasıl bir rol üstlenecek? Çeşitli çevrelerce iddia edildiği gibi ABD, AB ve israil'in Türkiye topraklarında Bağımsız bir Kürdistan devleti kurmak, Ermenistan'ı Anadolu'ya doğru genişletmek amaçları olanlar hem içeriden hemde dış odaklardan yüksek şiddetle, tehdit edilerek seslendirilmektedir. Değişen güç dengeleri içinde Türkiye kendini nasıl konumlandıracak veya koruyacak?

    Bu kafamızı bulandıran, sinir sistemimizi harab eden meseleleri anlamak, çözebilmek için Lozan Barış Anlaşmasını ve perdenin arkasını irdelemek gerekir. 24 Temmuz 1923 Lozan antlaşması imzalandığında inönü Haydarpaşa Garında kendisini karşılayan coşkulu kalabalığa zafer kazanmış komutan edasıyla 100 yıl kazandık demiştir. Bunun anlamı batı ile 100 yıl savaşmayacağız ya da emperyalist batı bize 100 yıl daha saldırmayacaktır. Özellikle Başbakan’da 2023 yani Cumhuriyetin 100. yılına atıfta bulunarak dünya’nın ilk 10 ekonomisi arasına gireceğiz, milli gelirimiz 25.000 dolar olacak, kendi otomobilimizi, uçağımızı, uzay teknolojimizi, tankımızı, topumuzu, tüfeğimizi, gemimizi yapacağımıza dair projeksiyonlar oluşturuyor olması bu tarihe dair iyice merakımı arttırdı.
    ···
   tümünü göster