insanları sık eleştirdiğim için insanlardan nefret ettiğim düşüncesine kapılanlar olmuş. yanlış bir düşüncedir , insanlardan nefret etmem.
Aslında insanların sürekli çıkarcılık peşinde koşmaları ve birbirlerine “hayat şartları” diye eziyet etmeleri kötü bir şeydir. Fakat her insan istisnasız iyilik barındırır. Keza dünyadaki en kötü insanlara bakalım ;
Hitler ;
http://www.mindsetcentral...aWithChildren-300x287.jpg
Mussolini ;
http://www.battlestory.or...ages/mussolini_family.gif
Mao ;
http://upload.wikimedia.o...1/1949_Mao_and_family.jpg
Aslında her insan sevdiği ve güvendiği herkesi korur ve kollar. Milyonların hayatına mal olan bu insanlarda bile ailesindeki güvendiği ve sevdiği insanları koruyup kolladığını , fotoğraflarda inceleyebilirsiniz.
Peki neden herkes birbirine kötü davranmakta?
Aslında bu sorunun cevabını kendinizin vermesi gerekir. Yani ilk olarak “ben neden birine kötü davranıyorum” diye düşünmek gerekir. Ama ben gene de ipuçlarını vereyim ;
-Çünkü sizin güveninizi boşa çıkarmıştır.
-Çünkü sevginizi ve saygınızı hak etmeyecek şeyler yapmıştır.
-Çünkü tipinden ve hareketlerinden sezmişsinizdir (önyargı).
-Çünkü sebepsiz yere sizi üzmüştür.
-Çünkü zaten(!) kötüdür vb… Kişiselliğe indirildiği zaman binlerce sebep bulunabilir.
Aslında tek bir cevabı vardır ; bir insan size kötü davranıyorsa bunun en büyük sebebi “güvensizlik”tir.
Siz karşınızdakine güven veremezseniz , onun size olan yaklaşımını direk farklılaştıracaktır. Aslında , herkese karşı kötü davranan birisi olması bile , size güvendiğinde kötü davranmayacağını göreceksiniz.
O yüzden çok iyi arkadaşlarım var , normal hayatta diğer insanlara kök söktüren kişiler bile olsalar bana karşı iyiler. Çünkü güvenlerini kazandım. “Abi bu adam şeytanın yeryüzü temsilcisi , uzak dur” denilen bir çok insanın , bana “melek” gibi davrandığını söyleyebilirim.
Keza aranızda ; “öyle diyorsun da o kadar iyilik yaptım gene kazık yedim” diyenler olacak.
Buradaki ifade yanlıştır. Hemen açıklık getireyim ;
Bir iyilik yaptığınızda karşınızdakinden sadece iyilik beklemeniz bile sizin bu yaptığınızın “karşılıklı” olduğunu ve aslında iyilik değil , “çıkar ilişkisi” olduğunu gösterir. Buradaki en önemli nokta burasıdır. “Ben o kadar iyilik yaptım o bana hiç yapmadı” demenin aslında doğru ifadesi şudur ; “Bizim çıkar ilişkimizde kaybeden taraf ben oldum” , yani bu çıkar ilişkisinde o sizden önce davranmıştır , zaten en ufak yanlışında siz de ona aynısını yapacak reflekslere ve donanımlara sahipsiniz demektir *. Yani bu cümledeki “iyilik” kelimesi anldıbını kaybeder ve “çıkar ilişkisi” ile yer değiştirir. Fakat biz bunu ömrümüz boyunca fark etmeyiz.
Diğer koşullar da oluşabilir. Yani hayatınız boyunca iyilik yaptığınız bir insanın size hep kötülük yapması gibi. Ama zaten “iyilik” kelime anlamı olarak “karşılık beklenilmeden yapılan yardım, kayra, lütuf, kerem, ihsan, inayet” olan bir durum olduğu için o insandan her türlü olguyu beklemeniz mantıklı olacaktır. Yani hem iyilik , hem kötülük. Her şey olabilir..
Keza mutluluk denilen olgu , “toplumla bir” olan bir şeydir , bireysel mutluluktan söz etmek zor olacaktır. Başarabilenler vardır fakat çok nadirdir.
Bu yüzden beni "gerçekten tanıyan" insanlarla mutluyum , benim tüm yakarışım beni tanımayan ve tamamen önyargı ile yargılayan insanlaradır.
Bu arada toplumsal düzeyde bu şekilde benimsenerek yaşanacak bir hayat , önyargıların , artniyetin , vahşetin vb. tüm şeylere engel olacağı içim , sanırım “mutluluğun formülü“ oluyor ve aslında bu kadar basit…
(*bu kısmı birçok kişi inkar edecektir , fakat kendiniz , bildiğiniz sizden çok farklıdır. Kendinizi tanımlarken duygularınız ve düşüncelerinize göre değil , bu zamana kadar yaptığınız eylemlere göre tanımlayın. Örnek vermek gerekirse , küçük bir sokak kedisi gördüğünüzde "ayyy canıımm" demek , sizi o kediye iyilik yapan ve şefkat sahibi bir insan yapmaz , o kediyi alıp bakımını üstlenmek yada üstlenecek birilerini bulmak , bir şekilde "eyleme dökmek" iyilik yapmaktır , gerisi gösteriştir. Keza "be ne biçim hayvan lan" deseniz de "caannııımmm" desenizde o hayvana hiçbir faydası yoktur ve yaşamasına hiçbir katı sağlanmamıştır. Bu yüzden ancak "eylemlerinize" bakarak gerçek kendinizi tanırsınız. Çünkü herkes doğruları bilir , fakat uygulayabilen çok çok nadirdir. Bunları bilmeniz ve kendinizi “aslında ben iyi biriyim” olarak hissetmenizi sağlar , fakat aslında “gerçek siz” bu değildir. iyiliği düşünüp binlerce kez kötülük yapan insanlar vardır , keza şu an bunu okuyanların takriben %95i bu sınıftadır. Sebebi ise farkedilmeyen bir "kibir" ve "tarafsız özeleştiri" yapılamamasından kaynaklıdır.)