1. 1.
    +1
    yendi?

    Amerikan Military Times dergisi yaptığı bir analizde, IŞiD savaşçılarından oluşan 800 kişilik bir grubun Musul’da 30 bin askerden oluşan Irak ordusunun iki bölüğünü nasıl bozguna uğratığı sorusuna cevap aradı. Analizin tercümesini okuyucularımızın ilgisine sunuyoruz.

    Amerikan Military Times dergisi yaptığı bir analizde, IŞiD savaşçılarından oluşan 800 kişilik bir grubun Musul’da 30 bin askerden oluşan Irak ordusunun iki bölüğünü nasıl bozguna uğratığı sorusuna cevap aradı.

    Analizin tercümesi:

    Irak Şam islam Devleti, hafif silahlarla ve pikap araçlarının üzerine monte edilen silahlarla ve sayıları muhtemelen 1000 kişiyi geçmeyen bir savaşçı gücüyle bir hafta içinde Irak’ta büyük bir alanı ele geçirdi.

    IŞiD güçleri, Musul’da sayıları yaklaşık 30 bin olduğu tahmin edilen, Amerika tarafından eğitilmiş olan ve Amerika’nın milyarlarca dolarlık gelişmiş silah ile donattığı Irak ordusunu bozguna uğrattı.

    Uzmanlara göre bu şaşılacak sonuç, Kuzey’deki Irak birliklerinin büyük oranda firar etmesinin ve çatışmaların temelini oluşturan sünni-şii gerginliğininin bir yansıması.

    Londra’dan radikal islam araştırmacısı Charlie Cooper, Musul’u ele geçirmeyi başaran gücün nisbeten küçük bir güç olduğunu ve onların bunu başarmış olmasının şok edici olduğunu söylüyor.

    Batı ve Kuzey Irak’ta bulunan sünni aşiretlerin IŞiD ile gizli anlaşma yaptıklarını veya en azından kasıtlı teslim olduklarını söyleyen Cooper, “muhtemelen böyle oldu çünkü bölgede bulunan sünni aşiretler IŞiD’in bölgeyi ele geçirmesine izin verdiler” diyor.

    Batılı uzmanların iddiasına göre, IŞiD’in Irak ve Suriye’de toplam asker sayısı 10 bini geçmiyor. Musul’u ele geçiren IŞiD birliğinin asker sayısı ise muhtemelen 800 civarında. 800 kişilik bu güç, toplam 30 bin askerden oluşan Irak ordusunun iki bölüğünü mağlup etti.

    Washington Institute adlı düşünce kuruluşunda savunma uzmanı olarak çalışan Jeff White, “kuzey’de bulunan Irak güçlerinde bağlılık yoksunluğu ve savaşma isteksizliği açıkça görülüyor” diyor.

    White, silah açısından IŞiD’in hafif silahlara, pikap araçlarına monte edilen Rus yapımı Doçka tipi ağır makineli tüfeklere ve sınırılı oranda 23mm uçaksavar silahlarına sahip olduğunu belirtiyor.

    Pentagon yetkililerine göre Irak ordusu ise 2005’ten bu yana ABD’den 15 milyar dolar değerinde askeri teçhizat aldı. Irak ordusunun ABD’den aldığı silahlar arasında iA-407 tipi helikopterler, M-1 Abrams tankları, C-130 sabit kanatlı savaş uçakları ve 300 hellfire füzesi bulunuyor.

    Başta batıda Anbar bölgesi ve kuzeyde Musul şehri olmak üzere IŞiD’in şu ana kadar ele geçirdiği bütün bölgeler çoğunlukla sünni Arapların yaşadığı bölgeler. Raporlara göre, IŞiD güçleri büyük bir şii nüfusa sahip olan Bağdat’a doğru ilerliyorlar.

    Bağdat’ta bulunan Irak ordu birliklerinin muhtemelen daha iyi eğitimli, daha güvenilir ve daha bağlı olduklarını söyleyen savunma uzmanı White, “bu ne derece doğru ve hükümetin gerçekten güvenebileceği ordu birlikleri var mı?” sorusunu soruyor.

    White’e göre IŞiD tarafında kritik soru şu: “IŞiD güçleri, kartopu etkisi ile ilerlemeyi sürdürecekler mi yoksa belli bir noktada bu ilerleyişi durduracak etkili bir güç ile karşılaşacaklar mı?”

    ismini vermek istemeyen Irak’ta görev almış eski bir ABD’li komutan, sorunun altında yatan önemli bir nedenin, mevcut şii ağırlıklı hükümetin sünni azınlığa kötü davranmasının olduğunu söylüyor.

    Military Times’a konuşan eski komutan şöyle diyor, “üç buçuk yıl boyunca hükümetin yaptığı son derece mezhepçi ve otoriter uygulamalar, önemli uzlaşma unsurlarını boşa çıkardı ve sünni Arapların kendilerini marjinalleştirilmiş hissetmelerine neden oldu.”

    ABD’li eski komutan, hükümetin Irak ordusunda bulunan sünni komutanların yerine şii komutanları getirmesinin, ordu içerisindeki memnuniyetsizliği artırdığını ve neticede Irak ordusundaki etkinliği ve bağlılığı baltaladığını belirtiyor.

    Anbar bölgesinin ve Musul’un düşmesi, 2006 ve 2007 yıllarında ABD’nin gayretiyle kurulan ve sünni aşiretlerin radikallere karşı ABD ile işbirliği yaptığı “Sahve” hareketinin de bir rota değişimi yaşadığına işaret ediyor.

    Radikal islam araştırmacısı Charlie Cooper, “Sahve hareketi sanki tersine dönüyor” diyor.

    Kaynak: Military Times
    ···
   tümünü göster