1. 151.
    0
    Hazal, Çağıl’ın mezarın başındadır.
    “Çağıl.. Aşkım. Sana geldim bak. Gittiğim gibi geldim. Utanıyorum senden, vicdan azabı çekiyorum sana yaptıklarım için.Özür dilemek ne kadar basit geliyor bunca yaşananlardan sonra. Çağıl.. Bak aşkım diyorum yine sana. Yine seninim. Yine yanındayım. Elimi tutup gözüme bakamıyorsun ama olsun,ben hissediyorum seni. Uzaktan izliyorsun beni biliyorum. Saçımı düzeltiyorsun, dudaklarımı okşuyorsun. Ben senin varlığını hissediyorum ki sen olmasan da.. Pişmanım sana yaptıklarım için. Köpek gibi hem de.. Aşkım keşke yanımda olsaydın, kavga etseydik, ayrılsaydık ama yine sen benimle olsaydın keşke. Bana bi mesaj atmıştın ilk ayrıldığımız zaman. “Yıllar sonra karşıma çıkıp, hıçkırarak keşke diyeceksin. Keşke bu kadar acı çektirmeseydim sana.. işte o keşkeleri yaşama diye söylüyorum bunu” demiştin. Ben şimdi o keşkelerde boğuluyorum Çağıl. Nefes alamıyorum aşkım. Sana nefes olamıyorum.. Keşke Ümit’i öldürdüğünüz o akşam polisi aramasaydım. Keşke ben de gelseydim seninle. Keşke önüne siper olabilseydim.. Keşke.. Seni çok seviyorum aşkım. Gülüşündeki cenneti ömrümden ekgib etme, rüyalarıma gel hep olur mu?..”

    Çağla ise cezaevine Emir’i ziyarete gitmiş, görüşme odasında konuşuyorlardır. Emir konuşur;

    “Fırat’ın durumu nasıl?”
    “Kötü.. Çağıl kardeşim ölme diyor da başka bir şey demiyor. Doktor bu tür travmalar kolay atlatılamıyor maalesef, yapılacak hiçbir şey yok diyor. ilaçları falan da almıyor zaten.”
    “Ah ulan ya. Şurdan bi çıkabilsem..”
    “Aşkım bi saçmalık yapma sakın.”
    “Hazal ne durumda peki?”
    “Vicdan azabı çekiyo. Her gün Çağıl’ın mezarında ağlıyo.”
    “Zor ya..”
    “Nesi zor? Hak etmiş. O polisi aramış yaa var mı böyle bi şey? Şu an senin burada olmandan bile o sorumlu.”
    “Neyse aşkım boşver.. Senin durumun nasıl?”
    “Seni bekliyorum.”
    “Seni çok seviyorum.. Hep yanımda ol.”
    “Adam öldürüp ben de mi hapse giriyim? Aynı koğuşa koymazlar ki..”
    “Şu halimle bile beni güldürüyosun ya. Tam salaksın”
    Karşılıklı gülüşürler..

    O sırada Fırat, tımarhenin en güneşsiz odasında, yerde öylece oturmuş Çağıl’ın gelmesini beklemektedir..

    “Çağıl gelicek ki. Gelicek beni kurtarıcak. Ümit’i de öldürdük zaten düşmanımız kalmadı ki. Çağıl gelicek, ölmedi o. Gelicek bana bu iğne yapan doktorları da gibicek. Çağıl benim kardeşim. Aynı sigarayı da içtik biz onunla.Çağıl gelicek çıkartıcak beni buradan. Beraber izmir’e gidicez. Kurtulucaz bu huur çocuklarından.Çağıl ölmedi,Ümit öldü.Ama Emir nerde? Emir izmir’e mi gitti yoksa? Ama Çağla gelmişti buraya Emir evde demişti. Emir neden gelmiyo yanıma. Sigaram yok ondan gelmiyo. Emir beni severdi gelirdi.Çağıl da gelmedi.Bu kadar geç kalmazlardı bensiz izmir’e mi gittiler ya.(ağlayarak) Çağıl bensiz gitmez. Gitmez bensiz Çağıl! (kafasını duvara vurarak) Çaaağıl, bensiiiiz gitmeeeez.Çaaağıl bensiiiz gitmeeez. Çağıl beni seveeer Çağıl beni seveeer. (odanın etrafında oyanayarak)

    SON.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster