1. 151.
    0
    içeri girdim, çabuk toplanmaları gerektiğini ve Hazal’ın gelmeyeceğini söyledim. Toplandık..
    Gün ağardı ve çantalarımızı alarak dışarı çıktık, Emir Çağla’yı almaya gitti. Biz de Fırat’la kahvaltı yaptık,olanları anlattım. Şaşırmaktan başka bir şey yapmadı. Otogara gidip biletlerimizi daha erken saate aldırdık. Son sigaralarımızı içip otobüse bindik. En arkadaki 5li koltuk bizimdi, Hazal gelmediği için rahat rahat oturduk.. Otobüs hareket etti ve Emir gülerek konuştu;
    “Kanka bildiğin gidiyoruz ya.”
    “Aynen kardeşim. Bi sayfayı kapattık,tertemiz bi sayfa daha açıyoruz..”
    Çağla konuştu; “Hazal niye gelmedi?”
    “Bi yakını mı ne vefat etmiş,sonradan gelecek” dedim. Emir ve Fırat yüzüme baktı, gülümsedim..

    Otobüs tam istanbul sınırından çıkmış gidiyordu,mutluyduk. Tam o sırada polis sirenleri eşliğinde otobüsün önü kesildi. Durduk.. Hiç tedirgin olmamıştık. Ta ki, polis arabasından sonra yanaşan arabanın içinden Büşra’nın abisi ve babası çıkana kadar.. Emir ve Fırat’a döndüm ve çaresiz bir bakış attım. Polis memuru otobüse bindi ve şöför koltuğunun yanından “Otobüsteki herkes aşağı insin. Arama yapıcaz” dedi. Aşağıya indik, tam son basamağı atladığımızda Büşra’nın babası,yani amcam; “işte bu memur bey! Katil bunlar!” diyerek Emir ile beni işaret etti. Cümlesinin bitirir bitirmez Amcamın oğlu üzerime atladı; yumruk attı. Hiç tepki vermedim. “Lan bin kurusu Büşra hamile!” dedi ve yumruklarını savurmaya devam etti. Konuştum;
    “Koçum.. Kimseyi zorla gibmedim. Vermeseydi napıyım..” dedim. Tam o sırada polisler de Emir’e kelepçeyi takmış zütürüyorlardı ki; amcam polisin belinden silahı alıp bana doğrulttu. “Yılan!..” dedi. “Ailemizi parçalayan yılan!.. Geberticem seni.” Emir “Bırakın ulan beni” diye bağırırken Fırat; üzerime siper olmaya çalışıyordu. Tam o sırada bi sessizlik oldu. Yani benim için.. Amcam tetiği çoktan çekmiş ve mermi karnıma saplanmıştı. Fırat’ın kucağına yığıldım.. Fırat ağlayarak konuştu;
    “Kardeşim!.. Çağıl.. Ölme kardeşim nolur.”
    “Ağlama lan.” (herkes durmuş bizi izliyordu. Çağla ağlıyor, Emir de polislerin elinden ve kelepçesinden kurtulmaya çalışıyordu.)
    “Çağıl ölmiceksin di mi? Kalkıcaksın di mi lan cevap ver kapama gözlerini.”
    “Oğlum ağlama. Dik dur.”
    “Senin yokluğun bana kambur olur be oğlum,nasıl dik durayım. Ambulansı arayın lan bakmayın öyle! Ambulans gelicek Çağıl,zütürücez seni yaşıycaksın. Sonra bu huur çocuklarını gibicez hep beraber.”
    “Sus.. Küfür etme bak yanındalar. Sen sağlam çocuksun,merhametlisin. Kimseyi öldürmedin sen,öldürmiyceksin de. Tamam mı?”
    “Oğlum veda eder gibi konuşma lan.” (ağlayarak)
    “Sen de karı gibi ağlama.” (gülerek)
    “Oğlum ben seni güçlü görmeye alışığım kalk hadi.”
    “Kendine iyi bak koçum. Benim için bak. Hep beraber olun, aratmayın yokluğumu.”
    “Çağıl…”
    “..”
    “Çağıl cevap ver aç gözünü nolur. Aç gözünü lan aç gözünü! Çağııılll.. Kardeşim..” (Ağlayarak.)

    Mabel Matiz- Şüpheli Şarkının Şairi çalar..
    ( http://www.youtube.com/watch?v=LDMoYJ95F-o )

    (1 YIL SONRA…)
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster