1. 126.
    0
    "Efendim canımın içi."
    "Nerdesin aşkım?"
    "Yatağın soğuk tarafı. ahaha"
    "ahaha salak. Yatıyo musun hala kalksana."
    "Aşkım çok uykum vaar."
    "Kalk hadi kalk. Kahvaltı falan yapalım."
    "Biletleri aldınız mı?"
    "Aldık. Ama 2 gün sonra."
    "aa hani bu akşam gidiyoduk?"
    "Ya şu Emir gerizekalısının kız mevzusu vardı ya. Duyguları depreşmiş."
    "Kim Çağla için mi?"
    "Hee."
    "Ya ben o kızdan istemiştim numarasını, Emir istiyo falan diye. Gösterdim Emir’i. Salağın hoşuna gitti, verdi numarasını ama ben Emir’e vermeyi unuttum. ahaha"
    "Hadi ya. Çocuk dünden beri leyla gibi dolaşıyo evin içinde ya. Neyse aşkım hadi çık, alıyım evin önünden seni."
    "Ya Çağıl öyle bi söylüyosun ki bilmeyen de arabayla alıyosun falan sanır Allah aşkına, evin önünden alıyım seni nedir ya ahaha."
    "Bu ne espri sen de böyle sabah sabah ya. Bu kadar komik olma, yerim."
    "Tamam kapat hadi hazırlanıyım ben."
    "Tamam kelebeğim bekliyorum."
    "Kelebeğin yesin seni."

    içeri girdim, Emir’e döndüm ve konuştum;

    "La sığır"
    "he"
    "Numara bırakmışlar sana."
    "Kim lan"
    "Çağla."
    "Kime bırakmış, kapıya mı koymuş ne diyosun oğlum?"
    "Hee kapıya koymuş, iki ekmekle süt almış bi de. Kapıdaki sepete koymuş."
    "Oğlum dalga geçmesene ya."
    "Hazal’a vermiş işte ya. Dün vermiş de,sana söylemeyi unutmuş Hazal."
    "Eh be Hazal ya."
    "Tamam gidin siz okula,biz kahvaltı yapıcaz."
    "Biz gelmeyelim mi? Yemeyelim mi biz ne?"
    "Oğlum başka pastanede yeyin Allah Allah ya."
    "Yok geliyim ben senle numarasını alıyım kızın."
    "Hay gibicem belanızı tamam gelin hadi beraber yiyelim."

    Evden çıktım, Hazal’ı alıp okulun karşısındaki pastaneye gittik. Emir ile Fırat orda oturuyordu. içeri girdik, Emir Hazal’a doğru seri bi konuşma yaptı;

    "Heh Hazal, nerde numara?"
    "Sana da günaydın Emir."
    "Günaydın günaydın. Numara?"
    "Noluyo çocuğum bi sakin ol."
    "Ya versene şu numarayı?"
    "Dur çantamdaydı."
    "Hadi hadi."
    Konuştum;
    "Noluyo oğlum ne bu heyecan?"
    Hazal konuştu;
    "aaa. Evde kalmış ya."
    "Ya nasıl evde kalır Hazal bu nasıl bi sorumsuzluk ya. Gel gidip alalım iki dakka."
    "Evladım uşağın mıyım ben senin? Sorumsuzluk diyo bi de laleye bak sen ya. Al burda numara."
    "Heh, adamsın Hazal ya. Seviliyosun."
    "Adamım?"
    "Lafın gelişi yani işte ya. Neyse kaçtım ben okuldayım hadi."

    Konuştum;
    "Uçtu çocuk mutluluktan ya."
    Fırat konuştu;
    "Nirvana’ya ulaşır bu."
    "ahaha. Nirvana’nın dıbına bile koyar."

    Kahvaltımızı ettik. Aradan 1 saat civarı bi süre geçmişti, okula girdik. Hazal sınıfına gitti,biz de sınıfımıza gittik. Sınıfta otururken Emir geldi;

    "Oğluummmm. Oldu lan Kuran çarpsın!"
    "Noldu lan sülalesi bozuk."
    "Konuştum kızla."
    "Ne konuştun?"
    "şöyle anlatıyım canım.."

    (Emir konuşmayı hayal eder..)
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster