Fırat konuşur;
"Lan Çağıl. Kalk lan."
(ses yok…)
"Oğlum kalksana lan."
(ses yok…)
Emir’e döner;
"Lan kalkmıyo oğlum uğraşamıycam ya."
Emir Çağıl’ı dürterek;
"Lan dıbınakoduğumun ayısı kış bitti hala uyuyosun kalksana lan."
Çağıl gözleri kapalı bi şekilde;
"Ulan ne bağırıyosunuz gibicem belanızı ya."
"Oğlum uyansana. Hallettik paraları, gidicez hadi."
"Ne kadar ayarladınız?"
"Şu an sendeki parayla birlikte 2.300 lira paramız oldu. Ama acil uçmamız lazım yoksa babam öğrenebilir."
"Biletlere baktınız mı?"
"Bilet 40 lira. 4 kişi gidicez, 160 TL yapıyo. işte mola yemeği vs. vs. dersek 200 liraya izmir’deyiz kanka."
"Aynen."
"Ev olayını nasıl yapıcaz?"
"Bilmiyorum bi sağ salim inebilirsek hallederiz."
"Tamam o zaman ben arayıp yer ayırtıyorum. Yarın gece saat 12?"
"Dur bi Hazal’a sorıyım."
"iyice kız kurusu oldun sen de sor bakalım hadi."
"Kes lan."
Hazal’ı aradım. Açtı,ilk ben konuştum;
"Hatunum napıyosun?"
"Oturuyorum bitanem sen napıyosun?" dedi gülümseyerek.
"Ben de aynı. Şey dicem bak, bizim her şey hazır. Yarın gece için alıyoruz bileti, uygun mu?"
"Aşkım niye bu kadar acele ediyoruz? Niye böyle kaçar gibi.."
Güldüm ve; “Hayatım zaten kaçıyoruz.” dedim.
"iyi de kimden kaçıyoruz? Neden kaçıyoruz?"
"Hayattan kaçıyorum. Hayatın içindeki stresten, acıdan,kederden, üzüntüden. Çünkü sıkıldım. Rüyalara, hayallere kaçmak istiyorum. Hem de seninle.. anlatabildim mi?"
"Ama ben gerçeğim."
"Ama ben senin rüya olma ihtimalini düşünerek ve uyanma korkusuyla seviyorum. insanlar bazen uyandığı rüyasını tekrar görebilme umuduyla uyumaya çalışır, uyur ama aynı rüyayı göremez. O yüzden ben seninle beraber uyumak, seninle beraber uyanmak istiyorum."
"Seninle mutlu bir geleceğe uyanıcaz bundan sonra."
"Alıyorum o zaman biletleri?
* "
"Şapşalsın ya. Al al."
"Seni çok seviyorum ben. Öyle böyle değil ama, çok seviyorum. Aşırı derecede. Böyle nası desem, çok seviyorum desem o çok sıfatı az kalır sevgimin yanında."
"Ben de seni çok seviyorum. Öyle böyle seviyorum. Göründüğü gibi.."
"Kapatıyım aşkım ben o zaman."
"Önce sen kapat gibisinden gerizekalılıklar yapmıycaksak kapat."
"ahaha, yarın sabah konuşuruz. seni çok seviyorum."
"Ben de seni gerizekalı,ben de seni."
Telefonu kapattıktan sonra içeri girdim. Emir’e döndüm ve konuştum;
"Kanka tamamdır. Biletleri alın. 4 bilet alıyosunuz."
Emir konuştu;
"Geliyo mu lan?"
"Geliyo tabi oğlum."
"Vay ya.. ya kanka?"
"he."
"Aga hemen gitmesek?"
"Niye oğlum?"
"Aga ben Çağla’ya aşık oldum."
"Çağla kim lan."
"Oğlum yok muydu okula yeni gelen kız ya."
Fırat konuştu;
"Lan sığır mısın, izmir’e gidiyoruz orda ne Çağla’lar vardır aklın alıyo mu?"
"Yok oğlum ben o kızı istiyorum."
Konuştum;
"Allah aşkına ne geçiyo aklından? 2 günde kızı tavlayıp izmir’e mi zütürüceksin?"
"Oğlum sen de Hazal’la iki gündür sevgilisin ne sanki."
"Lan salak. Biz Hazal’la kaç senedir birbirimize platoniğiz sen biliyo musun?"
"Bilmiyorum aga. Konuşucam ben. Olmadı siz gidersiniz,ben sonra gelirim ya da gelmem dıbınakoyayım ya."
"Hay senin ergen triplerini ben ya."
"Tamam oğlum gidin ya. Zorla tutucak halim yok."
"Bak koçum 2 günün var. Artık o 2 günde kızı kaçırır mısın, aşık mı edersin napıyosan yap. 2 gün sonra 12’ye biletimizi ayırıtıyoruz. Okey?"
"Okey lan okey. Entel de olduk şuraya bak. Okey diyoruz."
"Uzatma lan."
(9 saat sonra..)
Sabah olmuştu. Uyandım ve çocukları kaldırdım. Onlar hazırlanırken Hazal’ı aradım açtı;