1. 126.
    0
    "Hoşgeldin aşkım."
    "Hoşbuldum da,niye çağırdın şimdi beni buraya?"
    "Sana bi şey söylemem gerekiyo."
    "Dinliyorum."
    "Otur önce. Bi şeyler içelim. Kola içer misin?"
    "içerim."
    Kolayı doldurdum, zütürdüm ve bi yudum aldıktan sonra konuşmaya başladım;
    "Aşkım, en fazla 3-4 güne gidiyorum ben istanbul’dan."
    "Nereye?"
    "izmir.."
    "Ne işin var orda?"
    "Bi işim yok. Burda da işim yok. Onun için gidiyorum zaten."
    "Ben nolucam?"
    "işte bunun için çağırdım seni."
    "Ne diyosun Çağıl ya?"
    "Benimle gel.."
    "Delirdin heralde?"
    "Hayır, seni yanımda istiyorum. Ömrüm boyunca…"
    "Beraber burda kalmayı denesek?"
    "Burası olmaz artık. Gitmem gerekiyo. Lütfen gel benimle.."
    "Çağıl bu kadar kolay değil böyle şeyler. Ailem var, arkadaşlarım var."
    "Benim de senden başka kimsem yok. Bu ne kadar zor biliyo musun?"
    "Bensiz yapamıyo musun?"
    "mm,şöyle söyliyim; mesela mercimek çorbası vardır, limon sıkarak içersen daha lezzetli olur. Ama o lezzeti herkes sevmez, kişiden kişiye değişir. Aynı o şekildesin işte hayatımda. Herkes için değişken, benim için tek seçeneksin. Tadım, tuzumsun."
    "Hmmm…"
    "Kararın ne? Sonunu mu,devdıbını mı yazalım masalmızın?"
    "Devam edelim ulan."
    "heeyt be." dedim gülümseyerek. Karşılıklı gülüşürken dudağıma masum bir öpücük kondurdu. Bu sefer hiç ipnelik çıkmamıştı…
    Masum öpücük seremonimizin ardından Hazal evine gitti. Ben de o sırada Emir’lerin yanına indim. Parkdaydılar..
    Yanlarına yaklaştım ve konuştum;

    "Koçlar, yarın akşama alıyoruz biletlerimizi."
    Emir konuştu;
    "O kadar erken mi lan?"
    "Ne erkeni oğlum geç bile kaldık. Tasınızı tarağınızı toplayın,he bi de son vurgunlarımızı yapmamız lazım."
    "Tamam kanka ben gidiyim o zaman pedere, Fırat’ta gitsin. Hazal gelicek mi?"
    "Gelicek."
    "Büşra?"
    "Yok."
    "Oğlum parasını aldın kızın?"
    "Ya sokarım parasına da Büşra’ya da şimdi oğlum ne takıyosun."
    "Tabi. sokacağını soktun zaten muallak herif."
    "Başlamayın dıbınakoyayım yine ya. Hadi halledin işlerinizi ben de eve geçiyorum, uyuycam çok uykum var."
    "Tamam aga."
    "Bak bahane falan bulmayın giberim belanızı akşama paralar hazır olsun."
    "Lan tamam tamam."

    (Çağıl eve gider uyumak için. O sırada Büşra,Ümit’in yanındadır. Aralarında konuşma geçer ve Büşra sorar) ;

    "Planın ne?"
    "Çok güzel şeyler düşünüyorum."
    "Kime göre?"
    "Çağıl’a,Hazal’a,sana, kendime.."
    "Bana?"
    "Yani seninle ben olarak bir şeyler."
    "Ne diyosun gerizekalı."
    "Ya kızım aptal mısın sen? Çağıl burdan gidemiycek bak bunu o kafa sok önce. Bunun için de yardım edicek olan sensin. E sen bana niye yardım ediyosun, evden kaçman için yeterli parayı bulabilmek için. Senin ilacın bende kızım, dediğimi yap sadece."
    "Sen düpedüz huurluk yaptırıyosun bana, kendi başıma da hallederim öyle olunca."
    "iyi git hallet o zaman. Ağzını yüzünü bi gibsinler otoban kenarlarında da gör halini."
    "Düzgün konuş benimle!"
    "Düzgün konuşuyorum, güzel şeyler yapıcaz."
    "Çağıl’a napıcaksın?"
    "Sen 18 yaşından küçüktün di mi?"
    "Evet."
    "Yani kimlikte falan büyük gözükmüyosun?"
    "Ya evet, seneye giricem 18’e."
    "heh, tamam işte. Çağıl’ın işi bitti kızım. Çok uzaklara göndericem onu. Hazal’da bana kalıcak."
    "Hala Hazal diyo gerizekalı ya. Bugün okula gittiğimde Çağıl’ı öperken öldürücekmiş gibi bakıyodu bana. Harbiden tırstım yani.."
    "O öyledir. Yapısı öyle yani. Birlikte olduğu herkese değer veriyo, kıskanıyo falan. Neyse ne ya ben de gelmişim seninle burda dertleşiyorum dıbınakoyayım hadi git başımdan şimdi."
    "Ya sen ne kadar öküz bi insansın Ümit. Bu yüzden Çağıl’ın yanında işte Hazal."
    "Kızım git git hadi."
    "Hayvanın oğlu!"

    (akşam olur… Emir ve Fırat eve gelip,Çağıl’ı uyandırmak için uğraşır.)
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster