1. 101.
    0
    Hemen atıldım Fırat’ın üstüne,
    “dıbına koyayım şimdi sıçtık!”
    “Oğlum yarası ağır napıcaz?”
    “Ambulansı ara ambulansı.”
    “Ümit’i napıcaz?”
    “Fırat’ı caddeye çıkartalım,o huur çocuğunu da kenara sürükle. Gebersin bin kurusu!”
    “Oğlum manyak mısın cinayete mi karışıcaz bi de”
    “Lan salak mısın sen kim vurdu diycekler ne diycez? gibtiret. Hadi caddeye taşıyalım Fırat’ı. “

    Fırat’ı caddenin kenarına taşıdık, baygındı.5 dakka geçer geçmez ambulans geldi. Hastaneye kaldırdık. Apar topar ameliyata aldılar.Biz de ameliyathane kapısında bekliyorduk Emir’le.
    “Çağıl napıcaz?”
    “Bilmiyorum dıbına koyayım! Bilmiyorum. Ne tak işimiz vardı gibtiğimin parkında of!”
    “Ailesine haber versek mi?”
    “Yok, sakın. Babası da bizi vurur dıbına koyayım!”
    “Oğlum bi şeyler yapar belki.”
    “Lan napabilcek, ameliyata mı giricek.Dur bekleyelim bakalım, çıksın doktor konuşalım.”
    “Ölür mü sence?”
    “inşallah ölmez.”
    “Ölürse napıcaz?”
    “inşallah ölmiycek.”
    “Ya aga diyelim ki öldü,bi şeyler düşünmemiz lazım.”
    “Şimdilik sadece dua edicez, başka bi şey gelmiyor aklıma.”

    Çok korkuyorduk.Ya Fırat’ı kaybedersek? Ne yapacaktık? En yakın arkadaşımın ölümüne sebep olmuş olacaktım, vicdanım hiç rahat değildi. Aradan yarım saat falan geçti, koridorda otururken doktorun çıktığını gördük. Hemen kalkıp ayağa sordum,

    “Durumu nasıl?”
    “Hastanın nesi oluyorsunuz?”
    “Ben kardeşiyim.”
    “Annesi ve babası nerede?”
    “Şuan burada yok, gelicekler.Durumu nasıl dedim?”
    “Şimdilik bir şey söyleyemeyeceğim. Yoğun bakımda kalması gerekiyor bir süre.”
    “iyileştirin onu. Yalvarırım size..”
    “Elimizden geleni yapmaya çalışıcaz, geçmiş olsun..”

    Dizlerimin üzerine çöküp ağlamaya başladım, Emir tuttu omzumdan;
    “Kalk kardeşim kalk.. Fırat’ı da kaldırıcaz için rahat olsun.”
    “Oğlum benim yüzümden hep. Ağzıma sıçayım!”
    “Kardeşim olacağı varmış, napalım. Kader.. Kalk hadi bi çay içelim, kendine gelirsin hem.”

    Çok korkuyordum. Aynı derecede de üzgündüm. Aradan kısa bi süre geçtikten sonra yoğun bakım odasına aldılar.Çok çaresiz kaldık.O kadar bitkin görünüyorduk ki,o an ne izmir,ne de başka bir şey umrumuzdaydı.
    Yoğun bakım odasının camından Fırat’ı izliyorduk. Hareket etmesini,”iyileştim ulan” demesini bekliyorduk..
    Yoğun bakım kapısının yanındaki koltukta otururken uyuyakalmışım. Emir geldi ve uyandırdı;
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster