1. 51.
    +1
    Yerde yatan Ümit’i gördüm. Burnundaki kanamayı durdurmaya çalışıyordu. Gözlerim karardı ve bileğimde sakladığım falçata birden elime doğru indi. Yanına yaklaştım. Tuttum yakasından, başını kaldırdım ve konuştum;
    "N’oldu lan erkek.Bak elimdesin.O çok güvendiin arkadaşların da arkadaşlarımın elinde.Bak görüyo musun bunu?(falçatayı göstererek) Bunu nerenden sokayım şimdi senin? Konuşsana lan. Küfür ediyordun demin. Hadi yine et.."
    "Çağıl sakin ol."
    "Olmazsam n’olcak lan? Ölmekten mi korkuyosun yoksa? Demin erkektin, esip gürlüyodun. Delikanlıydın ya hani.."
    "Bırak beni."
    "Bırakıcam koçum,ama ruhunu.."
    "Çağıl.. Yapma!.."
    "Yapıcam. Bakalım daha ne kadar delikanlı olacaksın.Bi şey sorucam lan sana. Harbiden merak ediyorum.Şimdi cevaplamadan ölürsen ben de ölürüm merakımdan. Seviyo musun o kızı?"
    "Seviyorum."
    "Ne kadar seviyosun mesela? Uğruna adam öldürebilecek kadar seviyo musun? Ya da sırf seninle olmak istemediği için yaşadığın şehri, aileni tekedebilir misin? Küfür etse sana, sevgin karşılık vermeni engelleyecek kadar büyük mü? Ne kadar seviyosun oğlum? Duygularının büyüklüğünü değil, istediğin fiyatın büyüklüğünü söyle.."
    "Senin parana ihtiyacım yok. Geçen gün bize geldi Hazal. Birlikte olduk biz.. O beni seviyor,ben de onu seviyorum."
    "Ne,seviyorum dediğin kızı gibtin he öyle mi?"
    "Laflarına dikkat et."
    "Senin ben aşkını gibeyim!"

    O an ki sinirle şah damarına dayadım. Gözyaşları falçatayı paslatacak kadar fazlaydı. Daha yüksek sesle bağırmaya başladı. Elimle ağzını tıkadım.Tam da onu susturmuşken Emir ve Fırat’ın bağrışmaları yükseldi;
    ···
   tümünü göster