1. 476.
    +1
    burada harcadığım zamanın ardından yağmurun kafama yağmasını istedim. çıkıp yağmurun altında yürümeye başladım. ellerim montun, cebinde kafam elbiselerime iyice girik hafif kambur bi şekelilde yürümeye başladım. nereye gideceğime dair aklımda en ufak bi fikir yoktu. sadece yürümek istemiştim. biraz yürüdüm. biraz daha yürüdüm. cidden baya yürüdüm o gün.en sonunda bi parkta üstü kapalı bi banka oturdum. suriyelilerin ülkemize geldiği ilk zamanlardı. yanımdan bi suriyeli aile geçti yağmurun altında sırılsıklam bi şekilde. cidden baya üzülmüştüm onların haline. kadın küçük cocuklarından birini kucağına almış ıslanmasın diye çarşafının içine sokmuştu. kocası olduğunu anladığım adam da iki çocuğunu ellerinden tutmuş ayaklarından arkası boydan boya açık bi ayakkabı vardı. adamın sol elinden tutan 5-6 yaşlarında ufak bi çocuktu. ayaklarında terlik vardı. sağ elindeki 11-12 yaşlarında bi kız.oda aynı şekilde yeşil bi terlik giymişti. ayağına küçük geliyordu bu terlik.

    sonra kendime baktım. ayaklarımda siyah gayet kalın bi bot, üzerimde yeşil bi mont vardı. montun fermuarını açtım içinde kalın bi kazak, onun altında okul tişörtü onun da altında atlet. suratımın her yeri ıslak. burunumun ucunda bi damla. sonra arkamı dönüp tekrar baktım onlara. gördüklerim yine aynı. benim yaşımda,o halde,o manzarada olup o aileyi görüp,o çocuklara acımayan tek bir insan çıkacağını şu ana kadar hiç düşünmedim. yoktur zaten öyle bi insan. insan değildir yani.

    neyse kalkıp nedense hiç utanmadan gittim. arkalarından hızlı hızlı yürüyüp yetiştim. montumun iç cebinden uğurlu kalememim ve not defterimi alıp pantolonumun cebine koydum. montu çıkarıp adamın elini tutan mavi tişörtlü küçük çocuğun eline sıkıştırdım. mont çok ağır gelicek ki bi kolunu yerdeki suya değdirdi. sonra kafam yerde arkamı dönüp oturduğum banka doğru yürüdüm. adam ve kadın arkamdan arapça bişiler söyledi anlamadığım...
    ···
   tümünü göster