1. 226.
    +10
    zeynep ile konuşmak işin hikaye tarafıydı beyler. ne yalan söyleyeyim oyalanmak için konuşuyordum. lavoboya gitme bahanesiyle kalktım yanından artık son çare, o sırada eneslerden o tarafa baktım ama ikisi de yoktu beyler.

    zaten yağmur çiselemeye başlamıştı okuldan içeriye girdim. kantine gittim, yoktu. ama enes'i kantinde gördüm. iyi ki enes kantindeydi lan cidden aralarında bir şey olsaydı sevgili babında ben biterdim beyler. yani şuan aralarındaki ilişki ney bilmiyorum bu bile deli ediyorsa, sinir ediyorsa beni; sevgili olsalardı halim ne olurdu bilemiyorum.

    öğle arası onu ya bulmuştum ya da bulmuştum yoksa çıkışa kadar görmem çok zordu. tenefüste sınıfına girmek istemiyordum; enes, kaşarlar, tikiler, enes'in yandaşları ve diğer öğrencilerin bakışlarına maruz kalacaktım çünkü.

    sınıfından hemencecik kafa uzattım orada mı diye; yoktu. utanmasam kızlar tuvaletine girecektim amk.

    onu bir gün görmesem günüm güzel geçmezdi, buna inandırmıştım kendimi.

    kararlıydım beyler bu sefer bizim katın yangın merdivenine çıktım. kolejde düzen şöyle; zemin katta 9lar, ikinci katta 10lar, üçüncü katta 11ler, dördüncü katta 12ler var. yangın merdiveni de her katta bulunuyor biliyorsunuz. en üstten başlayıp en alta kadar arayacaktım ecrin'i. ki tahminimde de yanılmamıştım çatı katında bacaklarını uzatmış ayakkabılarını çıkartmış oturuyordu.

    beni görünce toparlandı, gülümsedi: "nasıl buldun burayı?"
    "bilmem, tesadüf" dedim.

    halbuki biliyorsunuz utanmasam kız tuvaletine girecektim. resmen kalbim navigasyon görevi görüyordu. ben onun olduğu yeri düşünmemiştim, kalbim oraya yönlendirmişti.

    ben de yanına oturdum. "rahat olabilirsin." dedim. hatta öyle hissetmesi için ayakkabılarımı çıkardım beyler.
    baya hoşuna gitmiş gözüküyordu, kulaklarına kadar sırıttı, ayakkabılarını yeniden çıkardı suratıma bakarak.
    ···
   tümünü göster