1. 26.
    0
    o dakika tam olarak şu şarkının taşıdığı titreşimleri taşıyordum, bu şarkı ile aynı moddaydım.
    "ölüm, yanıma gel."
    http://www.youtube.com/watch?v=-6GKswIyD44

    yaşadığım onca olayı bir kenara bırakın, en yakın arkadaşıma gözümün önünde, süratle gelen bir motor, aniden çarpmış ve motorcu adice kaçmıştı. hızı anormaldi, bana bile çarpabilirdi o hızla. ağlayarak, olağanüstü büyük bir öfke, korku, heyecan, aslında tam olarak, yaşam fonksiyonlarına sahip bir zombi olarak! evet, tam da bu şekilde, köpeğimi kontrol ediyordum, ancak o kırılma sesi kulağımda öylesine çınlamıştı ki, onun boynunun tam olarak kırıldığına emin olmuştum. son raddeye gelmiştim artık. "insan" ırkına dahil bir varlığın ulaşabileceği en son umutsuzluk ve öfke noktasına dayamıştım ibreyi. belirli belirsiz varlıklardan korkuyla kaçmış, köpeğimin ellerimde ölümüne tanık olmuş, gözyaşları içinde bağırıyordum. olması imkansız, anormal şeylerdi yaşadıklarım. ancak ben bu yaşadıklarımın anormalliğine kafamı takmadım bile, o derece kendimi kaybetmiştim. hatta farkedeceğiniz üzere, bir besmele çekmeyi dahi aklıma getirememiştim. en ağır ateist bile o durumda bilmediği duaları vahiy alır okurdu. zihnim kontrol ediliyordu. ta ki o telefon çalana kadar. telefonumda ki zil sesi, bana her zaman umut aşılayan, en sevdiğim şarkının sesiydi, o zil sesi yüksek bir ses ile kulağımda çınlamıştı. telefonu açtım, arayan annemdi.
    ···
   tümünü göster