1. 226.
    0
    Tarık susmuştu. Çayının dibini yudumlayıp sigarasından bir fırt çekti.

    Nilay - eee?

    ahmet - üçüncü sayfadaki resimde kaldın?

    tarık - çünkü imam o kadar yazmış.

    Ağzımız açık kalakaldık. Mustafa telaşla deftere sarılıp karıştırdı sayfaları.

    Gül - bu kadar mı amk!? o kadar zahmete girdin lan?

    mustafa - (defteri sertçe kapatıp fırlatırken) doğru söylüyor bin. Son cümlesi oymuş.

    Ahmet mustafa nın savurduğu defteri kapıp kurcaladı biraz.

    Ben - e içimde patladı lan benim!? acı çekiyorum şu an.

    Tarık - çözüm belli. Merakımızı gidermenin tek bir yolu var.

    Hepimiz tarık a sonra birbirimize baktık.

    Tarık - ya biraz daha takılır hava kararmadan dönüş yoluna düşeriz, ya da havanın kararmasını bekler vekendi gözümüzle görürüz!

    mustafa - küçük ev.

    Sırtım ürpermişti o an. Hem merak içerisinde tatlı bir heyecan hem de derin bir korku kapladı içimi.

    Serhat - allaaaaaaaaaaah! kirve macera şimdi başlıyor amk!

    nilay - hiç sorma.

    Ahmet - ben girmem o eve amk!

    gül - korktun mu ibiş?
    ···
   tümünü göster