1. 351.
    +2
    otobüsün girişince durup içeriyi gözledim. önümdeki 2-3 kişi de akbili basıp içeri yollandıktan sonra bende içeri alimde sıkı sıkı tuttuğum akbille giriyorum.bu durumda benim gibi asosyal birinin neden akbili olduğunu soranlar olabilir. onuda hemen açıklayayım kısaca. beşiktaşta çalışan bi halamın oğlu işe gidip gelirken benim akbilimden yararlanmak istediğini söyledi.ve bende onun için okuldan öğrenci belgesi alıp vermiştim ona. buda gidip çıkarmış.bi kaç ay önce geri getirdi. otobüslerde şöförler kontrol ediomuş o da tırsmış en fazla bir iki defa yırttım bi dahakinde yakalanırsam cezası falan var dedi.ha bide içinde beni bi kaç kere idare edecek kadar para olduğunu söyledi.

    neyse biz otobüsle devam edelim. elimde sıkıca tuttuğum akbille içeri girdiğim ilk anda daha içeri falan bakamadan kafam kafam hafif eğik akbil deliğini aradım. yani ne bilim kredi kartı gibi bişey olunca insan içine kartı sokacağım bi delik falan arıyor. tabi şöför zor durumu anladı sağolsun turuncu kısmın üzerine tut kartı dedi.amk mal gibi kaldım o an.hatta bi kaç saliseliğine geri inmeyi bile düşündüm.ama hemen 'haa pardon' diye toparlamaya çalıştım duyulur duyulmaz bi sesle.

    sonra hızla sola dönüp adım adım kızardığını hissettiğim suratımı yere eğerek ilerlemeye başladım. herkesin gözünün benim üzerimde olduğunu hissediyordum. ayağımdaki botları zor taşıyordum o upuzun koridorda arkaya doğru ilerlerken. otobüsün hareketlerinden mi yoksa bacaklarımın titremesinden midir bilmem zorlukla adım atıyorum. tutunarak ilerlediğim sarı demir çubukların benim ardımdan avucumun içindeki terden sırılsıklam ıslandığını hissediyorum. borulardan damla damla akan ter damlalarını görür gibi oluyordum o an.
    ···
   tümünü göster