beyler korkunçlu hikaye anlatıyorumm

nese ben yola devam edelim dedim ki iyikide demişim. yola devam ettim bizim birader bir değişik davranıyor. en çokta ondan korkuyorum. yolda devam ederken bir vardı enişte yavaşladı benim camda biraz açıktı. arkada elimde iyi bir el feneri ile bunları sinir ediyorum sonra arkama yaslandım cama baktım. bir koyun mu keçimi bilmem ama bi meledi. çok yüksek meledi ama öyle böyle değil kulağım sağar etti gibi oldu ilk başta bi döndüm korkudan eldede fener istemsiz olarak buna tuttum oğlak gibi bir şey. gözler kırmızıydı. o anlık da olabilir. (beyler dediğim gibi ben bu meselelerin hiç üstüne düşmedim araştırmadım. konu kapanmıştır benim için belki bunun bir anlamı vardır ama bilemiyorum) nese bizimkiler baya bi güldüler yola devam ediyoruz ama bir terslik olduğu aşikar ama nedense giblemiyorum o kadar yol gelmişiz ankaradan . 200 km değil mesafe 250 den fazla yanlış söyledim..

nese en sonunda gideceğimiz yere gittik ama bu işte bir terslik vardı köyde tek hanenin bile ışığı yanmıyordu. saat kaç olursa olsun bahçe ışığı falanda olmaz mı ak köy yerinde. sokak lambalarınında bazıları yanmıyor du. caminin oradan geçerken arkadaki caminin tuvaletinin orada bir hareketlilik vardı. ilk başta bi köçtü oldum . çünkü dedikleri yer buraya çok yakın artık ve arabadan ineceğiz. araba pgibolojik olarak koruma benim için. herkes için öyledir aslında. nese diğer tarafa baktım 2-3 köpek vardı otaraftakide köpektir dedim.

caminin tuvaletleri çok bakımsızdır. ve pisti o zamanlar. yeni yapılmış sanırım. enişteye dedim şurdan sola sapta köyün çeşmesinde bi el yüz yıkıyalım ara sokağa girmeyelim dedi millet rahatsız olur dedi. bende dedim ee yani oraya girmeyeceğz şuradaki dedim ileriyi gösterdim. köy merkezi gibi bir yer. hemen indik suya baktım bi değişik akıyor koyu ve o adamın çuvalına dokunduğum da ki koku vardı ve ileriden duvarın arkadsından çıt sesi geldi. ben kurmaca yapıyorum korkudan diye düşünüyorum.