1. 126.
    +7
    artık o gün nasıl geçti bilmiyorum ama en sonunda bitti. küçüklüğümden beri bi alışkanlığım üzere o akşam işten çıkarken bir sürü şükür ettim.bu alışkanlıktan bahsedim biraz.ben çok dindar biri değildim hiçbir zaman ama alışmışım işte ne zaman zor bir olay atlatsam şükrederim. belki inanmıcaksınız ama lisede bir gün 4. tefüste acayip çişim gelmiş.amk sanki dünyadaki tüm sular karnıma girmiş gibi hissediyorum. utangaçlık ve asosyallikten ayağa kalkamadığımı söylemiştim zaten yine kalkamıyorum ama artık dayanamadım. ağarca ayağa kalkıp dünyadaki tüm gözler bana çevriliyken(yani öyle hissediyorum) en arka sıradan tahtaya kadar sonra tahtanın önünden çıkış kapısına kadar yürüyorum. kapıdan çıkarçıkmaz tüm gözler tekrar kendi işine dönüyor.

    tuvalete girip hayvan gibi işiyorum. kafamı tuvaletin kapısına yaslamışım suratımda aptal bi gülümseme öyle bi 5 dk kaldım. ardından kafamı soğuk suyun altına sokup (bu da başka bi alışkanlık) sınıfa yollanıyorum. sınıf kapısı görününce kalbim hızlı hızlı atmaya, elim ayağım titremeye başlıyor. kafam yerde hızla kapıya giriyorum. uçarak saatte 100 km hızla sırama gidiyorum tekrar, tüm gözler üstümde tabi. sırama 5. kattan düşer gibi oturuyorum. gizlice etrafıma bakıp gözleri kontrol ediyorum. hepsi kendi işinde ama gizliden bana çevrilmişler. ve bende ıslak kafamı sol tarafa açık pencereye çeviriyorum çeviriyorum. dikdörtgen pencerenin köşesinde bi yerde masmavi gökyüzünü görüyorum. gözlerim oraya dikili şükrediyorum. işediğim ve rahatladığım için değil şükretmem o gün. kalkıp tuvalete kadar yürüdüğüm ve o yürüme anlarının geçtiğinden şükrediyorum.amk acizliğe bak ya böyle rezillik olamaz.

    o an yukardan tanrının ben şükrederken bana kahkahalarla güldüğünden emindim. galiba o tenefüs gözümden bi damla yaş bile düşmüş olabilir.o yıllarda en çok kendime acır ve üzülürdüm zaten...
    ···
   tümünü göster