1. 1.
    +4 -1
    mister dallas,
    sizden saklamak olmaz,
    hayat pahalı biraz bizim memlekette.
    mesela iki yüz gram et alabilirsiniz,
    koyun eti,
    ankara’da 23 sente,
    yahut bir kilodan biraz fazla mercimek,
    elli santim kefen bezi yahut,
    yahut da bir aylığına
    yirmi yaşlarında bir tane insan
    erkek,
    ağzı burnu, eli ayağı yerinde,
    üniforması, otomatiği üzerinde,
    yani öldürmeye, öldürülmeye hazır;
    belki tavşan gibi korkak,
    belki toprak gibi akıllı,
    belki gençlik gibi cesur,
    belki su gibi kurnaz,
    (her kaba uymak meselesi)
    belki ömründe ilk defa denizi görecek,
    belki ava meraklı, belki sevdalıdır.
    yahut da aynı hesapla mister dallas,
    (tanesi 23 sentten yani)
    satarlar size bu askerlerin otuzbeşini birden
    istanbul’da bir tek odanın aylık kirasına,
    ciksen beş onda altısını yahut,
    bir çift ıskarpin parasına.
    yalnız bir mesele var mister dallas,
    herhalde bunu sizden gizlediler.
    size yirmi üç sente sattıkları asker,
    mevcuttu üniformanızı giymeden önce de,
    mevcuttu otomatiksiz filan,
    mevcuttu sadece insan olarak,
    mevcuttu,
    tuhafınıza gidicek,
    mevcuttu
    hem de çoktan mı çoktan
    daha sizin devletin adı bile konmadan.
    mevcuttu, işiyle gücüyle uğraşıyordu,
    mesela mister dallas,
    yeller eserken yerinde sizin new york’un,
    kurşun kubbeler kurdu o,
    gökkubbe gibi yüksek,
    haşmetli, derin.
    elinde bursa bahçeleri gibi nakışlandı ipek.
    halı dokur gibi yonttu mermeri
    ve nehirlerin bir kıyısından öbür kıyısına
    ebem kuşağı gibi attı kırk gözlü köprüleri.
    dahası var dallas,
    sizin dilde anlamı pek de belli değilken henüz
    zulüm gibi,
    hürriyet gibi,
    kardeşlik gibi sözlerin,
    dövüştü zulme karşı o,
    ve istiklal ve hürriyet uğruna
    ve milletleri kardeş sofrasına davet ederek
    ve yarin yanağından gayri her yerde,
    her şeyde,
    hep beraber
    diyebilmek için,
    yürüdü peşince bedrettin’in…
    o, tornacı hasan, köylü memet, öğretmen ali’dir,
    kaya gibi yumruğunun son ustalığı,
    922 yılı 9 eylülü’dür.
    dedim ya, mister dallas,
    herhalde bütün bunları sizden gizlediler.
    ucuzdur vardır illeti.
    hani şaşmayın,
    yarın çok pahalıya mal olursa size
    bu 23 sentlik asker,
    yani benim fakir, cesur, çalışkan milletim,
    her millet gibi büyük türk milleti.

    nazım hikmet ran
    16.7.1953

    hadi şimdi gibtirin gidin.
    ikisi de büyük şairdir orası öyle ama necip fazıl kalemini satmıştır nazım hikmetse memleket hasteriyle yanıp tutuşurken gurbette ölmüştür, delikanlı adamdır
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster