0
Tuğrul: dıbına koyim saat 3 olmuş ama bizde % 70’ini bitirdik senaryonun,ben bir lavaboya gidiyorum sende bunu kaydet kapat.
Varol: Tamamdır o iş bende.
Tuğrul tuvalete gitti, daha sonra içeriye geldi ve ikili uyudular. Ertesi gün saat 16:40 gibi kalkmıştı Tuğrul.
Tuğrul: Kaç saat uyudum la ben, başımın üzerinden tank geçti sanki dıbına koyim yok böyle bir ağrı.
Bir yandan kendi kendine sızlanırken bir yandan da yataktan doğruldu ve yan tarafta uyuyan Varol’a baktı.
Varol bir bacağını kanepenin üzerine atmış ve koltuğa adeta bir örümcek gibi yapışmıştı.
Tuğrul: Kalk lan Varol, hadi dıbına koyim kalk.
Varol’dan sadece horlama sesleri geliyordu.
Tuğrul: Lan kalk oğlum hadi lan daha çok işimiz var.
Varol hala uyumaya devam ediyordu.
Tuğrul: Varol kalk lan kalk Hatice geldi.
Varol bir anda dipçik gibi ayağa kalktı.
Varol: Nerde lan nerede ? Hatçem nerdesin ?
Uzun yıllar sonra vahşi doğaya salınmış çita gibi etrafta koşmaya başladı Varol en sonunda dışarıya çıkacam derken duvara sağlam bir çarptı ve yere düştü.
Tuğrul: Dur lan dur manyak herif şaka yaptım. Uyan oğlum kaç saattir uyuyoruz.
Varol: Ulan böyle şaka mı yapılır muallak, rüyamda Hatice’yi gördüm zaten.
Tuğrul: Belli belli zaten kanepeye sarılmandan belli, ulan biraz daha zorlasan kanepeyi delip diğer tarafından çıkıyordun lan.
Varol: Yürü lan öyle şey olmaz.
ikili beraber mutfağa geçerler ve kendilerine birşeyler hazırlamaya başlarlar. Varol çayı demlerken Tuğrul’a soru sorar.
Varol: Tuğrul,ne yapacaz lan sence bu sefer şansımız dönecek mi ?
Tuğrul: Dönecek kanka,bu sefer hissediyorum dönecek.
Varol: Ulan bir kere başka bir şey söyle be,gittiğimiz 18 yapımcıdan önce bu soruyu sana 18 defa sordum ve sende aynı cevabı 18 kez verdim ve hepsinde ne oldu ?
Ufak bir sessizlik olur.
Varol: Hepsinde gibtiri yedik.
Tuğrul: Bak 19 oluyor bu,bu sefer olacak kardeşim.
Tuğrul birden “AH” diye bağırdı, domatesi doğrarken Varol’a baktığından parmağını kesmişti.
Varol: Ulan daha adam gibi domates doğrayamayan herifle film işine giriyoruz, Allah böyle çarpar işte adamı.
Tuğrul: Espri yapma da şuradan yara bandı ver.
Varol çekmeceleri karıştırmaya başlar.
Varol: Yara bandı yok, koli bandı olur mu ?
Tuğrul: Sen direkt silikon ver ben orayı komple birbirine yapıştırayım bir daha kesilmesin kesin çözüm olur.
Varol: Espri yapma diyon bir de bana, çok kötü kesilmediyse şurada yıka geçer.
Tuğrul: Tamam lan tamam, Ankara’lıyız lan biz zaten biz acıyı severiz.
Varol: O yüzden mi geçen gün kıçına iğne battığında hayvan gibi bağırdın ya da korku filmi izledikten sonra 2,5 hafta aynı koltukta yattık ?
Tuğrul: Geçmişi karıştırma o zamanlar gençtik.
Varol: Lan 2,5 hafta öncesinden bahsediyorum,2,5 haftada olgunlaşacak adam olsan daha etkileyici bir sunum düşünür bu senaryoyu 18 yapımcıdan birine kakalardın.
Tuğrul ve Varol aralarında ki sorunu çözdükten sonra yemeği yaptılar ve afiyetle yedikten sonra Tuğrul senaryoya devam etmek için laptop’unun başına geçti. Birkaç dakika sonra Varol’a seslendi.
Tuğrul: Varol, nerede lan bu senaryo ?
Varol: Word dosyasında lan işte masaüstünde.
Tuğrul: Lan gerizekalı bende oraya bakıyorum yazı yok.
Varol: Hiç mi yok ?
Tuğrul: Hiç mi yok derken ? Adamlar bize acımış birkaç paragrafını bırakmışlar geri kalanı silinmiş, nasıl hiç mi yok lan yok işte basbaya yok.
Tuğrul o anda mutfağa girer ve Varol’a bakar.
Tuğrul: Yine kaydedemedin değil mi lan teknoloji özürlü herif.
Varol: Ben yukarda ki çarpıya bastım daha sonra da kaydetme yazısına bastım.
Tuğrul: Lan kaydedeceğin bir şey için niye kaydetme tuşuna bastın ? Ters etki yapıp beyin gücüyle falan mı kaydedeksin dıbına koyim. Senin yüzünden kaç sayfalık metin gitti lan.
Varol: Pardon kardeşim ya çok bağırıyorsun ama sende.
Tuğrul: Lan bak biz 8 saat uğraşıp yazının tamdıbını bitirememiş adamlarız, şimdi o kadar yazıyı nasıl yazacaz tekrardan ? Yarın saat 2’de de toplantımız var.
Varol: Burada durup saçma saçma birbirimize bağıracağımıza gidip yazalım tekrardan.
Tuğrul: Tamam dıbına koyim, yazalım.Ama bu yazı bir yetişmezse o hayalini kurduğum esmer hatunlar, sarışın kızlar yerine seni yatırır…
Varol: Terbiyesizleşmeyelim mübarek kardeşim, hadi geç içeriye.
Tekrardan geçtiler içeriye ve laptopun başına oturdular ve yazmaya başladılar. Yazı bittiğinde saat sabaha karşı 5 falandı, ikiside esnemekten bir hal olmuşlardı.
Tuğrul: Bu sefer işimi sağlama alayım da ben kaydedeyim.
Tuğrul: Tamamdır,ben yatmaya gidiyorum sakın saat 2’ye kadar laptopu kurcalayayım deme tamam mı ?
Varol: Tamamdır Tuğrul’da hazır bu saate kadar oturmuşken sabah namazını kıl öyle yat.
Tuğrul: Ben bugün muaf’ım namazdan.
Varol: Nasıl muafsın lan ? Aybaşın mı geldi ? Ergenliğe mi girmedin ? Nasıl muafsın oğlum ?
Tuğrul: iyi lan iyi senin çeneni çekmektense bundan önce ki tüm kazaya kalmış namazlarımı kılarım daha iyi.
Tuğrul ve Varol abdest aldıktan sonra namazları kılmaya başladılar. Namaz bitince Tuğrul, Varol ile konuşmaya başladı.
Tuğrul: Lan hani namazdan önce insanın içinde bir sıkıntı vardır, namaz kılar da üzerinde ki sıkıntı gider ya.
Varol: Evet, sana da öyle oldu değil mi ?
Tuğrul: işte bana o olmadı lan, hala içimde büyük bir sıkıntı var.
Varol: gibtir git Tuğrul, gibtir git.
Tuğrul ve Varol kanepelerine uzandılar ve uykuya daldılar, fakat uyku o kadar tatlı gelmişti ki ikiside uyanamadı. Saat 13:45 gibi Tuğrul uyandı ve saate bakmasıyla birlikte sesli bir “Hasgibtir” çekti.
Tuğrul: Varol,lan Varol. Kalk lan kalk.
Varol: Ne oluyo lan sabahın bu saatinde ?
Tuğrul: Ne sabahı lan saat 2 olmuş oğlum kalk.
Varol: Ee tamam ne olmuş yani ? Bize göre sabah değil mi bu saatler ?
Tuğrul: Oğlum taşak mı geçiyon lan bugün yapımcıyla toplantımız var kalk lan.
Varol bir anda kanepeden fırladı, Tuğrul ve Varol hızlıca duş aldıktan sonra üzerini giymeye başladılar. Saat 14:00 olmuşken dışarıya fırladılar ve hemen gemiye binip karşıya geçmeye başladılar.
Tuğrul ve Varol ellerinde simitleri etrafa bakarken.
Tuğrul: Oğlum ya hayatımızın en önemli gününü nasıl unuturuz ?
Varol: Uyuyakalmışız oğlum normal işte.
Tuğrul: La sen alarmı kurdun mu ?
Varol: Kurdum ya kurdum 2’ye kurdum.
Tuğrul: Lan gerizekalı gece 2’ye kurmadın değil mi ?
Aralarında ufak bir sessizlik oldu.
Tuğrul: Senin yapacağın işe sokayım ben, ulan gecenin 2’sinde ne işimiz var bizim orada ?
Varol: Ne bileyim abicim ne bağırıyorsun ya,ben onun gece –gündüz ayarı olduğunu bilmiyordum.Sen 2’ye kur diyince bende 2’ye kurdum.
Tuğrul: Sen bu zekayla fazla yaşamazsın kardeşim dikkat et sana suikast düzenleyip falan o beynini çalmaya kalkmasınlar.Onu koru bence sen.
Varol: Tamam lan espri yapma.
Tümünü Göster