1. 476.
    0
    küçükken bir seferinde bizdeyiz oturuyoruz. arkadaşım nuri gelmişti, top oynamaya çağırıyor benim asil arkadaşım. dedim tamam nuri tostumu bitirip geliyorum. tosta ben salça sürerdim bu arada, her neyse. halamın da geleceği tuttu. tutturdu illâ ki ben de geleceğim diye, çocuk ruhlu sevecen halam benim. aldı yanına şişe suyunu, gittik o her zaman gittiğimiz çıkmaz benzeri büyük yuvarlak sokağa. nuri'yle paslaşıyoruz. sonra benim aklıma über bir fikir geldi. topu falsolayıp kendimize döndürecektik. şansımıza o gün orada park hâlinde araba yoktu. sırayla denemeye başladık bir ben bir o topu falsolayıp döndürmeye çalışıyoruz. derken birden halam ikimizin ortasına ışınladı kendini ve kendinden emin o bakışlarıyla ben ile nuri'ye topu ona vermemizi ve kol kola girmemiz gerektiğini söyledi. biz ne olacağından habersizdik tabi ki. hani olur da yapamaz da biz de ikimiz kaleci gibi topu tutarız kol kola diye düşündüm ama bu hareketin amacının farklı olduğunu halamın topa saniyede üç milyon km hız ile sağ ayağının dışı ile vurduğunda, topun saat yönünde saniyede dokuz septilyon kadar tur atmasıyla, sokağın ortasında hayvanî bir girdap ve ardından bir kara delik açılmasıyla, bu karadeliğin nuri ben ve halamı yutmasıyla, udfj-39546284 isimli bir protogalakside bir gezegene ışınlanmamızla, ve orada gördüğüm yedi tane güneş sayesinde anladım. bunların hepsi sadece 2.97 saniyede olmuştu. halam bir yıldızlar kıskanır beni edası ile o mor saçlarını savurarak bir "yeaa n'oldu veletler?" bakışı atmıştı. artık evden uzaktaydık ve nuri'nin çişi gelmişti. üstelik top ta patlamış hâldeydi ve hepimiz yarı uçar durumdaydık. siz siz olun ışık hızında seyahatten önce salça yemeyin. üstüm başım batmıştı. kendimi iyi hissetmiyordum. halam keskin bir bakış atarak kıyafetimdeki leke partiküllerini yok etti etmesine fakat benim mutsuzluğum geçmemişti. nuri'nin de çişi vardı. neyse onu da halamın su şişesi yardımı ile halletti ne utanmıştı halamdan. neyse, ben mutsuzluğum ve bir dünya derdim ile baş başa iken uzakta bir yerde saraya benzeyen bir yer gördüm. sanki orada bir şey vardı ve beni çağırıyordu adeta. bir elimle halamı diğer elimle nuri'yi çekiştire çekiştire o gördüğüm hoş yere zütürdüm, ve ileride göreceğim şey ile hayatımın şokunu yaşayacaktım. orada ilk aşkım vandela ile karşılaştım...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster