1. 676.
    0
    mekandan kaçtıktan sonra, açık alanda
    ara sokaklara gire gire şehirden mümkün olduğunca
    uzaklaştım. peşimde kimsenin kalmadığından iyice emin olunca
    ki asla emin olamıyordum; tarikat olmasa polis olabilirdi,
    gene de hafif bir tatmin ile ailemin yanına gideceğim otobüse bindim.
    akşam civarıydı eve geldim. okulda derslerin bittiğini,
    kısa süreli bir aramız olduğunu o yüzden eve döndüğümü söyledim.
    evde tek kaldığımı sandıkları için kemal i bilmiyorlardı.
    benim de bütün bu olanları anlatmak gibi bir fikrim yoktu zaten.
    akşam yemek yedik, oturduk. çok yorgundum. elimdeki poşettede
    eşyalarım var diyerek odama yığmıştım. kesinlikle
    tanık olmamaları lazımdı. bizim ev çiftlik tarzıydı;
    arkasında çok çok büyük olmasada, büyükçe bir ağaçlık alan vardı.
    vakit bulunca dolaşıcam ayağına oraya çıkıp,
    kitapla masayı oraya bir yere bıraktım. ayini burada tamamlayacaktım.
    eve geri döndüm, gece yarısıydı. bir duş alıp, o gün uyumayı planlıyordum.
    herkes sırasıyla yattı, bende duşa girdim.
    başta herhangi bir şey yok; sanki yıllardır ilk defa duş alıyormuşum
    kirimi üstümden atıyormuşum gibi geliyordu.
    daha sonra suyu kıstım, duşun olduğu yerde duvarda
    ufak bir havalandırma kısmı var. oradan boğuk bir ses geliyor.
    rüzgarlı günlerde uğultu olurdu ama bu daha çok ritmik.

    kulağımı oraya verip ne olduğunu anlamaya çalıştım.
    ibranice bir şeyler; daha çok ezana benziyor. çok boğuk bir
    kız çocuğu okuyor sürekli. kendimi geriye attım kabinin
    perdesine çarptım. kanım çekilmişti. bir türlü bu olanlara
    alışamıyordum. tanık oluyordum ama hala çok korkuyordum.
    şampuanlı şampuanlı ağlamaya başladım. ses ince bir
    kahkahaya döndü. benimle alay ediyorlardı sanki.
    bir ara ses yaklaşır gibi olunca, hızlıca toparlanıp
    odama gittim, ışıkların hepsini açtım.
    tv vardı onu açtım, kısaca gündüzü mümkün mertebe yaşatmaya çalışıyorum.
    uyuyamıyordum. ki bir ara kendimden geçmişim artık.
    ···
   tümünü göster