+3
-1
Osmanlı üst yöneticilerinin cinsel hayatı oldukça renkli sayılırdı. Özellikle sarayda dönen dolaplar, oyunlar, cinsel arzular uğruna harcanmış zaman ve paralar Osmanlı üst yöneticileri için önemli bir yer tutar.
Birden fazla kadınla evlenme izin veren islam inancı Osmanlı yöneticileri için bulunmaz bir nimet olmuştur. islam dininin vermiş olduğu bu rahatlık sonucu devletin üst kademesini işgal eden kişiler kendilerini cinselliğe olabileceğinden daha uzun kaptırmışlardır.
Sarayda cinsellik adeta bir sektör haline gelmiştir. Sarayın cinsel politikasını yönlendiren, saraya cariye bulan, padişaha cinsel taktikler veren, saraydaki cariyeleri giydiren, cariyeleri padişaha sunan ve benzer bir sürü uzman çalışıyordu. Padişahın gününün çoğu hareminde cariyelerinin arasında geçiyordu. Bir padişahın sayısı yüzleri bulan cariyeleri olabiliyordu.
Devletin üst kademesini işgal eden çoğu kişi için de durum buna benziyordu.
Osmanlı Devleti’nde üst düzey yöneticilerde cinsel sapıklık denen anlayış olabildiğince artmıştı. Özellikle oğlancılık ayyuka çıkmıştı. Oğlancılığın gizlenmesi dahi lüzum görülmeksizin çok açık bir şekilde cinsel tercihleri arasında kabul ediliyordu. Sarayda bir dizi oğlan vardı. Oğlancılık öyle boyutlara ulaşmıştı ki bir Osmanlı paşası padişahın özel oğlanına dahi göz koyabilmekte, onun için şiirler yazabilmekteydi.
Padişaha, paşalara hediye vermek isteyenler hediyelerinde oğlan vermeyi de ihmal etmiyorlardı. Oğlancılık öyle boyutlara ulaşmıştı ki padişahın annesi bir fiil oğluna oğlan buluyordu.
Padişahlar halktan birinin oğlunu güzel görürse onu saraya almak istiyorlardı. Böylece o çocuğu oğlan olarak kullanmak istiyorlardı. Bir padişahın bu şekilde halka gitmesi tabiî ki halkta oldukça kötü bir izlenim yaratıyordu.
Sarayın harem dairesinde bulunan yüzlere varan cariye ise bir tek erkeğe muhtaç kalmanın rahatsızlığı ile çeşitli sapıklıklara başvuruyorlardı. Savaşlarda esir alınan kızların en güzelleri padişahlara ve paşalara hediye edilirlerdi. Bu yetmezmiş gibi padişahların pekekentbaşları ülke ülke dolaşarak padişahlara kadın, kız ararlardı.
Padişahlar öldükten sonra cariyeleri ya devletin ileri gelenlerine hediye olarak verilir ya da fazladan cariye kalmışsa onlarda sıradan kişilerle evlendirilerek o kişiye devlet kademelerinde mevki verilir ve böylece ödüllendirilirlerdi.
Padişahın cinsel ilişkileri sonucu onlarca hatta bazen yüzü bulan çocuk, yüzü bulan cariyeler ve padişahın hizmetindeki kişilerle saraydaki cinsel teşkilat önemli sayıda bir nüfus oluşturuyordu. Tabi cinselliğin padişahın üzerine yansıdığı oranda etkileri devlet yönetimlerini de etkiliyordu.
Bu kadar çeşitli ve karışık cinsel bir dünyanın içinde tek kişi olarak yaşayan padişah gerçek dünya ile ilgilenmek istemiyordu. Savaşta askerlerin savaş alanını bırakıp kaçmamaları için padişahlar savaşa ordunun başında gitmek durumunda kaldıkları zaman dahi cariyelerden seçilenler savaş meydanlarında padişahın cinsel emirlerini yerine getirmek için zütürülüyorlardı.
Sonuç olarak Osmanlı’da saray ayrı bir dünya yaşıyordu. Halkın yaşdıbına çok yabancılaşmışlardı. Arada uçurumlar bulunan iki dünya söz konusuydu. Halkın sorunları padişahın sorunları olmaktan çoktan çıkmıştı.