1. 26.
    0
    selim gidince, hatice gülümseyerek, "gel benimle!" deyip, elimden tuttu ve az ilerde büyükçe bir söğüt ağacının arkasına zütürdü beni. kızın yüzünden gülümseme hiç ekgib olmuyordu, çok neşeli bir kızdı. ağacın altına serilmiş eski bir kilim ve yanında da bir desti su ile, içinde azık olduğunu düşündüğüm bir heyve vardı. kilimin üstüne oturmamızla, beni sırtüstü yatırıp, benimle öpüşmeye başlaması bir oldu. o kadar istekli ve güzel öpüşüyordu ki, sanki karşımda bir köylü kızı değil de, izmir'in kaşarlarından biri vardı. hatice öpüşürken, bir yandan da fermuarımı indirmiş, kemerimi çözmeye çalışıyordu. bir an için kendimi ilk kez milli olacakmışım gibi hissettim. şu ana kadar gibtiğim kızların hepsi, kendilerini bana pasif bir şekilde bırakırlarken, hatice'nin davranışları çok aktifti. galiba inisiyatifi ele almayı çok seviyordu. bu da onun, gerçekten çok azgın bir kız olduğunu gösteriyordu.
    ···
   tümünü göster