1. 376.
    +1
    3'te yola çıkacağımız için ben uyumadım, uyusam bi kalkamazdım, erol abinin beni tokatlaması gerekirdi uyanmam için. uzun zamandır da gecelerimi sözlükte geçiyormiyordum, inci'de takılarak biraz da hasret giderdim. saat 2.50 olduğunda evden çıktım sessiz bi şekilde. kapının önünde erol abiyi bekliyordum, yağmur çiselemeye başladı. fazla vakit geçmeden, çukurun içi su dolmadan hemen varmamız lazımdı köye. erol abi yine yiyecekleri zulalamış arka koltuğa. kahvaltı için domates peynir falan koymuş. arabanın camlar yağmur soğuğunu hissedecek kadar hafif açık şekilde yaptık yolculuğumuzu. geldik köyümüze. hemen muşambayı serdik çukurun üzerine, yağmurun dinmesini beklerken hayvanlara da bi göz attık, elimizde fenerle. daha sonra odalardan birine geçtik, köy evi geniş olduğunu hiç baya o da vardı, saymadım ama en beş oda çıkar o evden. balyoz bulamamamız, yağmurun yağması, sabah aletlerin sahibi olan adamların gelecek olması, tüm şansızlıklar bizim üzerimizde toplamıştı. saat beşe yaklaşırken yağmur durdu, muşambayı çektik, elimde fenerle içeriye girdim, balyozu kovanın içine koyarak aşağıya sarkıttı erol abi. ben tam balyozu vurduğumda yine yağmur başladı, ilk kez yağmur yağmasından rahatsız olmuştum hayatımda o gün. ben çukurun içindeyken muşambayı örttü erol abi kendisi de içeriye çaktı, feneri arkama yerleştirdim, balyozu vurduğum yere isabet ediyordu aydınlık. bi 10 dakika kadar vurduktan sonra çatlaklar başladı. yağmur yeniden dindi, sanki bizimle oyun oynuyordu, muşambayı tekrar çekip bi köşeye koydu erol abi. ben yukarıya çıktığımda havaya aydınlık olmuştu.
    ···
   tümünü göster