1. 376.
    +1
    bizim evin önünde durduk, arabadan tam inecekken işin yoksa akşama iki bira ısmarlıyım lan dedi erol abi. tamam bakarız, evdeki durumlara göre ben sana haber veririm dedim, girdim eve. akşam yemeğine denk gelmişin o anda da. ben girer girmez evi sessizlik kapladı, ellerimi yıkayıp oturdum yemek masasına. tüm gün dışarıda olduğum için şüphelendiklerini düşündüm, bi kıllanma hissetmişlerdi ki dik dik bana bakıyorlardı, oğlum napıyorsun sen tüm gün dışarda dedi annem. der demez peder de kahveye de gitmemişsin hiç, ümit de görmüyoruş seni diyerek seni diyerek annemin sözlerine destek sağladı, dedim fıratla kısa film için uğraşıyoruz, tüm gün beraberiz, onların evde yazı yazıyoruz.. babam yine atarlı bi şekilde, ne yazısı olm senin yaşındakiler iş sahibi oldu sen hala tüm gün yoz yoz geziyorsun diyerek başladı uzun soluklu konusuna, o anlattı ben yemeğimden yedim, o anlattı ben yemeğimden yedim. masadan kalkıp erol abiye ödemeli attım, açmadı ama iki dakika sonra aradı. abi akşama iki biranı içerim o zaman diyerek açtım telefonu, tamam birazdan gel bize, ben bahçedeyim dedi. bi duş alıp evden çıktım, bahçede kuytu bi yer bulmuş, mangal yapıyorlarmış erol ve ailesi, zaten akşam yemeğini yerken baban sayesinde tat alamamıştım yemekten, ben de onların yemek teklifini kıramadım, oturduk hep beraber yemekten yedik. yemek sonrası semaverde çay yapıp içtik. yengeye durumu anlatmış, yenge de karşı çıkmış, otur oturduğun yerde emekli maaşı neyine yetmiyor demiş erola. bence de ne gerek vardı, adamın ev kendi üzerine, arabası var, hem karısının hem de kendisinin emekli maaşı var, git bi yerden yazlık al hayatını yaşa de mi.. yenge de haksız sayılmaz dedim, hepsi istanbuldaki çocuklarım için, ne yapıyorsam onlar için yapıyorum, onlara güzel bi gelecek vermek benim en büyük zorunluluğum dedi. ben de cevap vermedim, çayları içip evden çıktık.
    ···
   tümünü göster