1. 376.
    +1
    işe tekrar koyulmadan önce hayvanların olduğu dama gittik, önündeki yemleri ve suları yeniledik, günde bir kez yem ve su verdiğimiz için hunharca koyuyorduk malzemelerden. bu sayede ekstradan bakıma gerek kalmıyor, böyle geçinip gidiyordu hayvanlar. erol abiye gömü çıktıktan sonra hayvanları ne yapacaksın dedim, hele bi çıksın da hepsini kesicem, fakir olan herkese dağıtıcam dedi, dedim dikkat çekmesin abi ?.. yok bi şey olmaz dedi, geçtik kazı alanına. indim aşağıya aşağısı gölge vurmadığı için ve kış olmasının verdiği etkiyle buz gibiydi, kazdıkça ortama ayak sağlıyordu insan. o kazı çalışmaları sayesinde 2-3 kilo verdim yaklaşık iki haftada. tahminlerimize göre lahiti bulmamıza 1 metreden az kalmıştı. ben onu 80 cm ye indirdiğim anda yerimi erol abiye verdim, kazacak gücüm kalmamıştı, o indi aşağıya. ben de aldım elime kovayı, erol kazdıktan sonra, yerde olan kumları kovaya koyar koymaz çekiyordum. erol abi de bi 30 santim kazar kazdı. biz hala gömü olduğuna dair bi ipucu alamadık ama ölçüm aletleri %99 orada malzeme var diyordu, o günlük işi bitirdik, kıyafetlerimizi değiştirip bindik arabaya. gayet verimli bi çalışma olmuştu. çukurun tam ortasını değil de biraz daha yan tarafını kazıyorduk, hafiften bir l harfi şeklinde görünüm vardı. yarın, en geç ondan sonraki gün elimize bi şeyler geçeceğinden emindik. geri dönüş dönüş yolunda arabada çalan şarkı levent yüksel'den 'zalim' idi. sırf köye gidip gelirken arabada dinlemek için ayrı bi şarkı listesi oluşturmuştum. bu şarkı koyma nedenim de klibinde levent reyiz, yolculuk yapıyordu kamyonda, ortak bi özelliğimiz vardı, ordan esinlenmiştim. ilçeye vardığımızda erol abi eve bi çak şey lazım olduğunu söyledi, arabayı yanaştırdı marketin yanına. alışveriş yapıp geldi bi 10 dakikada. çıkardı poşetten çikolatayı bana ikram etti, üstat yine cömertliğini konuşturmuş, yine gönlümü feth etmişti bir çikolatayla.
    ···
   tümünü göster