zenginliğe gidilen yolda çektiklerim

biz koladan iki üç bardak gömüp tekrar işe koyulduk, iki saatte 1 metreden biraz daha fazla kazdık ama erol abi, köyden birisine denk geldiği için biraz huysuzlanmıştı, iki üç kuzu aldım, hayvancılığa başlıyorum diyerek geçiştirmiş durumu. o anda erol abinin kıvrak zekasına hayran kalmıştım. saat iyice ilerlemişti, biz ekmek arası domates yiyip bi yarım saat çalışma ardında işi bırakmaya karar verdik, iki günde iyi kazmıştık, gelecek hafta da istikrarlı bi şekilde 3-4 metre kazdığımız halde erol başgana göre hedefimize ulaşacaktık, son ölçümler için çukurun içine bu sefer ben girdim, aldım elime ilk başta sigarayı, uç uca getirdim ama sigara kazdığımız yerin yan tarafına göre kıvrılıyordu, buna pek aldırış etmeden bi de zeytin dalını aldım, o da aynı şekilde yan tarafa doğru gitti. ulan kansız, hay senin tutacağın sigaraya da zeytine de deyip, çukara erol abi girdi elinde çubuklar vardı, 2-3 dakika falan oyalandı içeride, her taraftan ölçüm yaptı ama çubuklar da çubuklar da kazdığımız yere doğru hareket etmiyordu, bu işte bi iş var deyip çıktı çukurdan, benim moraller ve hayaller gibildi o anda, beyler yan tarafı kazıyoruz dedi abimiz. sustuk, tamam dedik.