1. 26.
    0
    atatürk hakkında söylenen bu kötüleyici anıların ilk olarak yarısı yalandır. örneğin şu "meclisin içindeki ezan okumaya çalışan müezzin... , evet karabekir, türk oğullarına arap oğlunun yavelerini... " gibi, ilk olarak bunu belirtelim. bunlara daha başka bir şey demeye gerek yok çünkü yalnızca yalanlar. bu meclisin içindeki müezzin meselesinin tam bir kurgu senaryo olduğunu anlamak o kadar da zor değil, biraz akılcı düşünün çözeceksiniz. öyle bir şey olmaz.

    ikincisi atatürk'ün afet inan'a kensinin dayatarak yazdırdığı o kitap vardır. orada insanlara "evrim kurdıbını da tanımaları ve ne olduğunu bilmeleri" amacıyla o üslupla yazdırmıştır.

    tarih kitabındaki yazıların nasıl çarpıtıldığını önceden açıkladık.

    atatürk'ün türkiye şeyhler meczuplar diyarı olamaz, krallar alçakça kendi saltanatlarına dini temel kıldılar vs sözleri de zaten doğrudur. evet krallar defalarca dini kullanarak kendi maddi çıkarlarını sağlamıştır, evet bu ülke şeyhler, meczuplar diyarı olamaz.

    bakın size çok net bir şey söylüyorum: bu atatürk'ü dinsiz gibi gösteren yazılar ya yalandır ya da konjonktürel nedenlerden ötürü yayımlanmış içeriklerdir. yoksa müslüman olmayan hiç kimse hiçbir biçimde şunları yapmaz:

    Safiye Ayla anlatıyor:

    "Annesi Zübeyde hanım da ablası Makbule hanım da çok dindar insanlardı. Namaz kılarlardı. Tam dindar bir aile ortamında yetişti. Atatürk de dindar bir insandı. Çok beğendiği Hafız Yaşar vardı. O Kuran okunurken gözlerinden yaşlar okunurdu. Hatta bütün hocaları toplayıp ayetleri okuyup izah ederek incelemeler yapardı. Bana "Allah'ın sana verdiği lütfu unutma ve bununla şımarma, mütevazi ol, daima Allah'a şükret" derdi. Kendisine "Paşam şunu yaptın, bunu yaptın" diyenlere "Bana Allah yardım etti, ben talihli bir insanım derdi."13

    Vasfi Rıza Zobu anlatıyor:

    "Hz. Peygamber'e çok hürmet ederdi. Peygamberlerin çok sağlıklı bir muhakemeye vakıf olduğuna kaniydi. Bir gece Hz. Peygamber'in askeri dehasından bahsediyordu. Orada hiç muhafazid demedi... Onun dine, fikre saygılı bir kişiliği vardı. Kuran'a da çok hürmeti vardı. Yanında üç hafız vardı. Hafız Yaşar, Hafız Hüseyin, Hafız Mehmet. Ben o hafızları, onun yanında Çankaya'da tanıdım. Saygıyla dinlerdi. Onun karşı olduğu yobazlık ve hurafelerdi."

    şunları da demez:
    "Türk Milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır"

    "Din adamlarına saygı göstermek müslümanlığın icaplarındandır."

    hiçbir şekilde halkı yanıNA toplamak vs için bu kadar ileri gitmez, BU KADARINA GEREK GÖRMEZ.

    hele Kur'an'ın türkçe meal ie tefsirini hiç yazdırmaz. mantıklı düşününce gerçeğin böyle olduğunu göreceksiniz.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster