1. 1.
    +1
    Kadınlar bekleşiyor bu akşam maden ocağının başında,
    dehşetten kalpleri ha durdu ha duracak,
    kirli gökyüzünde hortlaklar gibi bakan
    çarklara dikmişler gözlerini
    altında esir hayatı yaşanan
    ölü sessizliğindeki çarklara,
    kaderin sessiz çarklarına.

    Fırtınadan kaçıp sığınmış koyunlar gibi toplanmışlar
    küme küme
    dururlar kımıldamadan,
    dururlar sessiz soluksuz.
    Ayaklar altındaki kuyularda az önce,
    kayalıklar arasındaki kömür damarlarında
    yanan ve parlayan gaz birdenbire
    ölüm şaçtı dört bir yana.

    Gece, kapkara gece soğuk
    Yağmur yağıyor sis içinde.
    Atkıları, üstleri başları sırılsıklam
    çukur sıska yanakları mosmor
    kadınlar bekleşiyor.
    Bir mucize kurtarır onları kurtarsa kurtarsa,
    böyle geldiydi kadınlara haber.

    Ama kadınlar dönmeyecekler yuvalarına
    kadınlar ocaklarının başına dönmeyecekler.
    Bekleyecekler şafak sökene dek,
    başlayıncaya dek dönmeye çarklar yeniden,
    getirilinceye dek sedyeler içinde buraya
    sevdikleri, bağlandıkları erkekleri,
    güçlü, yumuşak, güzel erkekleri
    buraya getirilinceye dek bekleyecekler.

    Saatinden tanıyacaklar kimini,
    kimini bir düğmeden,
    kimini bir sezgiyle sadece.
    Ve üç gün sonra bütün bu ölüler
    hep birlikte gömülecekler büyük bir çukura.

    Sevgilerini ve üzüntülerini gönderecek kral hazretleri.
    O milletvekili de orada olacak,
    hani şu bilinen kişi,
    son grevde, madencilerin karşısına asker çıkaralım diyen
    görünecek çok kederliymiş gibi,
    parlak kara şapkası ışıldayacak başında,
    gidecek cenazenin arkasından ağır ağır
    şık iskarpinli ayakları.

    Ocağın sahibi de orada olacak,
    o herif ki belki yüz kere
    demişti, anam avradım olsun
    madencilere at eti yedirmezsem.

    Papaz efendi de orada olacak.
    Çocukların nafakası ile fare besleyen papaz efendi,
    dua edecek ağlamaklı ağlamaklı,
    yüreklerini parça parça edecek sevdiklerini yitirenlerin,
    basa basa sözcüklerin üzerine
    palavralar sıkacak papaz efendi.
    Sayıp dökecek tehlikelerini maden ocağının,
    ve madencilerin değerini sayıp dökecek ve yiğitliğini.

    Ve bütün gazeteciler,
    zehirlemek için kamuyu,
    mürekkep harcamışlardı hani denizler dolusu,
    "endüstrinin yıkıcılarına" veryansın etmişlerdi hani,
    kimbilir şimdi ne acıklı öyküler döktürecekler.

    Ve halk üzülecek:
    "Ne acı" diyecek, "Ne acı".
    Unutulacak ama herşey haftasına varmadan
    Ve milletvekili,
    Ve maden ocağı sahibi,
    Ve papaz efendi,
    Ve gazeteler,
    Ve beyni yıkanmış kamu,
    devam edecekler zehirlerini, kinlerine depo etmeye,
    gelecek ilk büyük madenci grevinde boşaltmak için.

    Bu akşam kadınlar maden ocağının başında bekleşe dursun
    tanrı bile görmüyor, tanrı bile,
    ikiyüzlülüğünü ve utancını bu oyunun.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster