1. 451.
    0
    çok geçmedi, kemal kendini topladı. başladı ana avrat sövmeye,
    sürekli kızı bayılt kızı bayılt diyor. ulan neyle bayıltayım,
    eteri orada bıraktık mal gibi. kız kendini geri attı, olur ya acı
    çeker insan kasları gerilir, öyle geriliyor. arapça bir şeyler sayıklayıp
    duruyor. aslen antalyalı bir kız bu ha. arapça falan bilmesine imkan yok.
    böyle derinden gelen acayip bir ses. toparlandım hemen, geçtim arkaya
    kendimi atarak. tuttum bunun ellerini ayaklarını,
    çıktım üstüne. dedim kemal ne kadar basabiliyorsan bas,
    yolun bitmesini bekliyoruz, en yakın yerden giricez ormana.
    gece vakti bir çevirme olsa, olduğumuz yere sıçarız o derece.
    kızda çığlıklar atıyor, ama çığlık değil, resmen bir şey böğürüyor.
    arapça bir şeyler diyor sürekli. cildi iyice kurumuş,
    kan çekilmiş gibi. tutarken insan ağaç dalı tutar gibi hissediyor,
    öyle bir şey olmuş cildine. ne yalan söyleyeyim, o dakikalar boyunca,
    neredeyse altıma yapacak kadar korktum. bir altımdaki şeyden korkuyorum,
    iki birisi bizi öyle yakalayacak diye. hiçbir açıklaması olamaz çünkü.

    5 dk falan geçti, kız başladı ritim tutmaya. bu işlerle uğraşırken
    anlıyorsun ki ritim tutma varsa; bir ritüel tekrarlanıyordur.
    hemen ağzına yapıştım; elimi öyle bir ısırdı ki neredeyse
    yarısını koparacaktı. acıyla kendimi geriye attım;
    oldukça da kuvvetli hareketler yapıyor. tam üstüne geri
    atlayacaktım ki, kafamı kaldırınca ormanın her iki tarafında da,
    ağaçların biraz gerisinde bir sürü insan silüetleri gördüm.
    ama nasıl söyleyeyim; oldukça donuk. varla yok arasında bir şey.
    kız birden durdu; "geldiler, beni istiyorlar. onlara katılıcam,
    bu akşam düğün var, düğün var, herdargol ermese (arapça bir şeyler)"
    diye bağırmaya başladı. tekrar üstüne atladım. kafasını koltuğa
    bastırdım, nefessiz bırakarak bayılttım. yalnız, ilk seferde öldü sanmıştım;
    çünkü birden hareketleri kesildi. böyle anlatılamaz;
    sanki içinden bir şeyler fırlıyordu.
    ···
   tümünü göster