1. 1.
    +2
    1986.

    ben iki yaşındayken bıraktın beni. o trafik kazasını hep başkalarından dinledim.

    bakkala gidiyormuşsun. abim peşinden ağlayarak gelmiş. koşmuşsun. ikinize de araba çarpmış.
    sen abimi sıkı sıkıya sarıp sarmaladığın için o ufak tefek sıyrıkla atlatırken sen yaralanmış, 2 hafta hastane de kalıp, sanki öleceğin içine doğmuş gibi eve getirmelerini istemişsin. birkaç gün içinde de bizi bırakıp sonsuzluğa...

    beni ablalarıma emanet etmişsin yattığın yerde gözlerini kapatırken, iyi bakın paşama, çok küçük demişsin. birbirinize sahip çıkın demişsin. babanızı üzmeyin demişsin. gittiğin günden bu yana 26 yıl geçti anne. babam bizi çok üzdü.

    senden sonra hayatımız tümüyle işkence oldu. ikinci bir annemiz oldu. senin kıyamadığın evlatların üvey anne elinde yemediği dayak kalmadı anne. hep sustuk, hep korktuk. sonra ne oldu biliyo musun, isyan ettik. komşumuz sevim teyzelere sığındık, hiç unutmuyorum o günü anne. akşam babam geldiği zaman, annenizdir iki tokat atmış ne var bunda diyerek komşuya kaçtığımız için iki tokatta o attı evde.

    kış aylarında bizi hiç sobanın olduğu odada yatırmadı. biz tek çekyat olan odada, tek yorganın altında beş kardeş birbirimize sarılarak uyurduk. çünkü rahat rahat oynaşamıyordu, rahatsız oluyordu. sen olsan kıyamazdın dimi anne. sen bizi soğukta yatırmazdın.. ablam üşümüyorsun dimi paşam derdi daha bi sıkı sarılırdı bana. hiç unutmam anne, hiç unutmadım bunları hepsi mıh gibi aklımda çakılı. ama ben hep senin sıcaklığını aradım anne. hepimiz senin sıcaklığını aradık.

    senden sonra hep kaybettik biz. üvey annem okumaz bu çocuk diye, masraf oluyor diye abimi okuldan aldı. abime birahane önlerinde ayakkabı boyacılığı yaptırdı. kız çocuğu okuyupta ne olacak diye babamın yanında işe verdi ablalarımı.
    çok korkardım ondan. herkes işe gidince öyle korkardım ki su içmeye çekinirdim anne. birgün o mutfaktayken su istedim. suratıma attığı bardağın kegib izi hala alnımda duruyor anne. o yüzden su bile içmezdim korkudan. akşamda sokakta kavga etmiş dedi. sadece sustum.

    ta ki birgün abim boyacılıktan erken gelinceye kadar, üvey annem beni döverken yakaladı. hemen komşuya gitmiş. saray abla vardı bilirsin. iyi kadındı saray abla, vicdanlıydı. senden sonra hep destek oldu bize. o gün beni üvey annemin elinden o kurtardı, o gün ettiği sözleri hiç unutmadım anne, hayatımda kazandığım en önemli duyguyu aşıladı o gün bana.

    vicdan'dı o duygu. vicdanlı ol dedi ona. insan ne olursa olsun önce vicdanlı olacak güler dedi. bizi evine arkaürürken feryat figan sürekli vicdanlı ol be diye bağırdı.

    o günden sonra rahattım biraz. bende abimle boyacılığa çıkar, akşam abimle dönerdim. boyacılık güzeldi. boya sandığıyla müzik yapardı bana. ayakkabı fırçasıyla takur tukur, takur tukur ritim tutardı. esnafta severdi bizi. ohooo bi harçlık kazanıyordum ki sorma gitsin. lahmacun yerdik hergün abimle, içtiğim kolanın haddi hesabı yoktu.

    böyle işte annem. gittiğinden beri 26 yıl geçti. hayat babama hak ettiği dersi verdi. hayat herkese hak ettiği dersi verdi..senden sonra evlendiği kadın onu aldattı, başka bir herifle kaçtı. babamdan 4 çocuğu olmuştu.. kaçtığı adam onun çocuklarını istememiş. ikisi şuan bi yurtta kalıyor 18 yaşına kadar. biri ipsiz sapsızın biriyle evlenmiş, sonra boşanmış. diğeri hala biriyle evli, birde çocuğu varmış. geçen aylarda abime gitmiş, kocam beni çok dövüyor sahip çıkın bana diye.

    biz ise hala çırpınıyoruz be anne. hayat işte. bizde kaybettik. burda panpalarım var. bir çoğu benim gibi. çok binler ama, tanısan seversin. binler ama duygulular, çoğu vicdanlıdır. bakma küfür ettiklerine, bende ediyorum. şöyle dolu dolu sövmediğin zaman hayat çok kasıyor çünkü. hepsi ellerinden öper..

    biz seni çok özledik. ışıklar içinde uyu.. http://imgim.com/5t7db.jpg

    seni çok seven oğlun..
    ···
   tümünü göster