1. 401.
    0
    yalnız atmosferi anlatmam gerekirse;
    sanki son derece olağan gibi. az önce ölecek olan ben değilmişim gibi;
    yavaş ve sakin, son derece normal.
    geliyor, dilimi dışarı çıkarıyor ve
    tekrar nefes alıyorum. ardından yanyana oturuyor ve hiç konuşmuyoruz.

    mantıksız, zihnimin içerisinde "bu nasıl olur ya" diyorum,
    "ulan başıma neler geliyor? neredeyim lan ben? ne yapıyorum" diyorum,
    ama oturuyoruz sadece. sonra yavaşça geri uzandım,
    meditasyon öneriyorlardı. gözlerimi kapattım, şunu hayal ettim;
    bedenim benim tabutum. hemen önümde ise bir ip var.
    çok uzaklardan geliyor, ucunda beni bırakmayacak birisi var.
    belki ailem belki ırmak belki tanrı.
    uzanıyorum ipe, zor, tabut zorluyor beni.
    zorluyorum zorluyorum, sonunda bir elimi atıyorum.
    bütün gücümle abanıyorum ipe,
    sonunda başım dışarı çıkmış halde.
    abanıyorum ve çıkarıyorum vücudumu.
    şu anda bütün duygularım geri gelmiş gibi.
    ama çok büyük bir korku hakim.
    nasıl söyleyeyim size; odanın içerisinde is var, kömür gibi kokuyor.
    çok ağır. ama daha çok kömür. ilk defa alıyorum bu kokuyu.
    "kokuyu alıyor musun?" dedim kemale, "hayır ne kokusu?" dedi,
    "kömür kokuyor çok ağır" dedim. kafasını sallayıp, bir şey yokmuş gibi gitti.

    hemen tahtamın başına oturdum, tahta rutubet kokuyor.
    ama kıyafetler olur ya rutubet kokar, duvar rutubet kokar,
    nemlidir ya. bunda bir rutubet var, ceset nem kapmış gibi.
    öksürmeye başladım, hemen bir kemalin odaya gittim,
    bir tütsü alıp yakmaya başladım.
    derin bir nefes alıp kitabı açtım.
    buna artık bir son vermem gerekiyordu.
    güç benimdi.
    ben hakim olandım.
    ···
   tümünü göster