1. 401.
    0
    "biraz daha bekle, bir kaç şey daha var" dedi.
    tekrar kayboldu. alabildiğine büyük bir şey.
    bu kadar büyük bir yapının yer altında
    nasıl ve ne şekilde yapıldığı ise muamma.
    daha sonra buraların aslında eski osmanlı döneminde kalan,
    istihbarat örgütlerinin daha sonra neredeyse tamamı katledilen
    büyücülerin en sonunda bu tarikatın mirası olduğunu öğrenecektim.

    biraz daha ilerledim, ilerdikçe hayrete düşüyordum.
    yarasa kanatları, hayvan tırnakları, sürüngenler.
    aklınza ne kadar iğrenç şey gelirse, hepsi orada.
    ilediğimi görünce hemen yanıma geldi. elinde
    dış kapakları ağaç kabukları olur ya, öyle bir şeyden yapılmış
    ince fakat uzun gene de ufak olan bir kitapla geldi.
    "bunu da al, içinde öğrenmen gereken her şey var" dedi.
    kitabı aldım, sanıldığından daha ağır. hatta baya ağır.
    ve buz gibi.
    o kadar soğuk ki, tutmaya güç ister. bu kadar şeyden sonra
    garip gelmiyordu. belli ki iğrenç büyüler eşliğinde
    defalarca kullanılmış ve bu güne miras kalmıştı.
    "bunlar çok değerli eşyalar, kesinlikle başına bir şey gelmemeli,
    kimseyle paylaşmamalısın, kimseye göstermemelisin" dedi.
    kafamı sallamakla yetindim.
    "kendine tütsü al, tütsü eşliğinde meditasyonlar yap.
    kitabı yavaşça oku, hızlı bir biçimde okumak
    ruhuna ağır gelecektir" dedi
    ve ağır gelmeyi duyunca, tekrar ürperdim.
    ···
   tümünü göster