1. 1.
    0
    1897 Osmanlı-Yunan Savaşı, 1897 yılında Osmanlı imparatorluğu ile Yunanistan arasında meydana gelen savaştır. Yaklaşık bir ay sürmüş ve Osmanlı ordusunun kesin zaferiyle neticelenmiştir. Atine yolu osmanlılara açılınca avrupa devletleri araya girip barış imzalanmasını sağlamıştır .

    Bu savaş, Osmanlı imparatorluğu ve Büyük Devletler’in irâdesine aykırı olarak Yunanistan’ın yayılmacı politikalarının bir neticesi olarak meydana gelmiştir. Osmanlı imparatorluğu Büyük Devletler’den savaşı engellemelerini beklemiş; fakat bu devletler Yunanistan’a uygulanacak zorlayıcı tedbirler üzerinde uzlaşamadıklarından iki devleti yalnız başlarına bırakmışlardır. Osmanlı imparatorluğu barışın devamından yana olmasına rağmen Yunan çetelerinin sınırı tecavüz etmesi üzerine Yunanistan’a savaş ilân etmiştir .

    8 Nisan 1897'de Milona geçidindeki ilk savaş Osmanlı Ordusu'nun zaferi ile sonuçlandı. Ancak savaşın yavaş tempoda cereyan etmesi üzerine, büyük devletlerden gelebilecek bir müdahaleyi önlemek için Sultan II. Abdülhamid, Edhem Paşa'ya yıldırım harbi emrini verdi. Bu durum üzerine Osmanlı Ordusu, 25 Nisan 1897'de Yenişehir, 28 Nisan'da da Tırhala'yı ele geçirdi. Yunan ordusu güneydeki Dömeke'ye doğru çekilirken Edhem Paşa komutasındaki Osmanlı birlikleri doğuya doğru ilerleyerek 8 Mayıs'ta çok büyük stratejik öneme sahip bir liman kenti olan Volos'a girdi. Bundan sonraki muharebenin Dömeke’de olacağı ve bu savaşın da galip tarafı ortaya çıkaracağı belli olmuştu. Çünkü Yunanlılar bu müstahkem mevkiye çok fazla yığınak yapmışlardı. Savunma savaşı yapacak olan Yunanlılar, Türkleri püskürteceklerinden eminlerdi. 17 Mayıs 1897 tarihinde çok şiddetli geçen muharebe Osmanlı Ordusu'nun zaferiyle sonuçlandı. Yunan ordusu daha güneydeki Lamia'ya doğru düzensiz bir biçimde çekilirken Osmanlı kuvvetleri onları süratle takip etti. Zira Avrupa'da savaşı durdurmaya yönelik diplomatik adımlar atılmaya başlamıştı. Osmanlılar ise Avrupa'dan baskı gelmeden mümkün olduğunca ilerlemek niyetindeydiler.
    Artık Osmanlı ordusunun Yunanistan’ın başkenti Atina'ya girmesini engelleyecek ciddi bir güç kalmamıştı. Bu konuda Sadrazam Halil Rıfat Paşa, II. Abdülhamid'e görüşünü açıkça belirtmiş ve de Atina'ya girilmesi için ricada bulunmuştu. Çünkü Atina'nın alınması Yunanlıların bir nebze olsun bastırılması demekti. Fakat Avrupa Devletleri'nin aralarında anlaşması üzerine Rus çarı II. Nikolay II. Abdülhamid'e bizzat telgraf çekerek savaşın durdurulmasını talep etti. Padişahın iradesi uyarınca 19 Mayıs'ta Osmanlı ordusu fiilen savaşı kesti. 20 Mayıs 1897 tarihinde ise mütareke imzalandı.
    ···
   tümünü göster