1. 351.
    0
    ama aklımın bir tarafı sürekli, ırmak ın şekline
    giren varlığın söylediklerinde. ulan diyorum ya doğruysa,
    ama ya yalan söylüyorsa? ya vesvese dedikleri şeyi veriyorsa,
    her şeyi geç ya bu intikam isteyen varlığın bir oyunuysa?
    dün kemali o halde gördüm ve resmen rehavetle hareket ettim.
    evin üstüne bir hal çökmüş durumda, biliyorum. ama kemal i
    o halde görünce, söylemekten vazgeçtim. kesinlikle kemal ve cenk in
    bu işte bir parmağı vardı.

    bu gidelim dedi, gerisin geriye yürüdük. mekandan çıktık.
    ardından bir kafeye oturup, öğleden sonra olmasını bekledik.
    öğleden sonra olunca, hemen bara gittik. barmene selam verdik,
    cenk i sordu kemal. daha gelmemişti. tekrar aradı ama telefon açılmıyor.
    acaba ona da mı bir şey oldu? ikimizde paranoya yaptık artık iyice.
    geçtik köşeye oturduk bekliyoruz falan. yirmi dk olmadı cenk geldi.
    diyor "ne oldu oğlum neden bu kadar erken geldiniz?"
    kemal atladı hemen; "abi bir şey konuşmamız lazım."
    "tamam oğlum bir sakinleş, gel şurada konuşuruz". çekti bunu
    bir paravanın arkasına. konuşuyorlar bende bekliyorum.
    sonra cenk bana bakıp gel gel işareti yaptı gittim yanına,
    "gerçekten bunlar oldu mu?"
    "evet, tam yatıcaktım tuvalete gideyim derken kemal i gördüm,
    atladım üstüne kurtardım. daha öncede biliyorsun
    eve bir şeyler olmuştu."
    "ne oldu ya eve" dedi bu. "ya hani şu benim
    ilk törenden olsa başıma gelenler" dedim. ne oluyor diyorum içimden.
    "bilmiyorum ben ne oldu" dedi cenk. kemal atladı hemen abi o olaylar falan diyor
    "abi kemal söylemedi mi evde önce rüyamda bastı beni, sonra
    takıldı peşime bayıltmış beni sabah kemal buldu" dedim. döndük kemale bakıyoruz.
    bu dangalak cenk laf söz etmesin diye söylememiş.
    "yoo bilmiyorum niye söylemiyorsun lan bana" dedi. baya sinirlendi.
    ···
   tümünü göster