reklama karşı büyük inci grevi

"bak beyim, sana iki çift lafım var. koskoca adamsın. paran var, pulun var, herseyin var. binlerce kişi calışıyor emrinde. yakışır mı sana bizimle oynamak? yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu, karda kışta sözlüksüz, aç bırakmak? ama nasıl yakışmasın! sen değil misin reklam ugruna bizi bu duruma düşüren, bir damlacık saadeti çok gören. anlamıyor musun beyim, bu çocuklar reklam istemıyor!. ama ben boşuna konuşuyorum. sevgiyi, arkadaşlığı, dostuluğu tanımayan adama, sırdaşlığı tek vucut olmayı öğretmeye çalışıyorum. hıh, sen, büyük patron, milyarder, fabrikalar sahibi y. ali baltaoğlu! sen mi büyüksün? hayır, biz büyüğüz! biz, inci sözlük! sen bizim yanımızda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç! gözümüzde gecekondu kadar bile değerin yok. ama şunu iyi bil, ne dokununculara ne de sekizincilere hiçbir şey yapamayacaksın. yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi. çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle, dostlukla, arkadaşlıkla bağlıyız. bizler birbirimizi seviyoruz. biz bir aileyiz. biz güzel bir aileyiz. bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun? dokunma artık ailemize! dokunma yemişincilere! dokunma altıncılara! dokunma bebişincilere! eğer onların kılına zarar gelirse, ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben, hiç düşünmeden çeker vururum seni! anlıyor musun, vururum ve dönüp arkama bakmam bile!

ccc inci sözlük ccc