bu başlıkta ekşiciler gibi diyalog yazıyoruz

evlilik aşkı falan öldürmez.

evlilikle aşk birbirine referans olarak alınıp, birbiriyle değerlendirilecek kavramlar değil. evlilik sosyal bir müessese. aşk taa galapagos tan beri hatta ondan da 10 bin yıl öncesinden ve belki yüzbinlerce yıl önceden beri bizimle. evliliği sonradan biz kendi zütümüzden uydurduk.

evlilik bir kurum. sosyal bir olgudur. evlenmek için plan yaparsınız, hazırlığınız olur. programlıdır. dünyevi bi amacı vardır. güçbirliği yapmaktır. hatta karşılıklı tartışırsınız şu zaman olsun, şurda olsun, böyle böyle olsun, sürdürmek için de şuraya yerleşelim gibisinden.

aşk bir duygudur. rastlantısaldır ve cesaretle yakın ilgilidir. başını sonunu hiç kimse bilemez. yeminle söylüyorum başını sezersin belki ama sonunu kestirdiğin an zaten bitiktir o aşk. hemen herkese yaşı geldiğinde uğrar ama çoğumuz cesaret edemediğimiz için çırpınıp duran kalbimizi avuçlarımızın arasında sıkıp boğarız. ondan sonra zaman geçip uğramayı bıraktıktan sonra da 'ulan!' deriz, 'gençliğimizi harcadık, aq!'.

ama 'harcadık' ifadesi çirkin ve haksızdır bana göre. onun yerine 'öldürdük' demek lazım.

iki alakasız kavramla birbiriyle ilişkiliymiş gibi bi takım metaforlar, bi takım süslü aforizmalar uydurmayın, allasen.

özet mi ne özeti burası ekşi aa bi zahmet okuyunuz şukulayınız sayın bin kardeşlerim