1. 51.
    0
    @37 waçovskilerin ilk filmlerini de (bound adlı 1996 yapımı film) yabana atma panpa.
    o filmde tek bir dairede geçiyor ve heyecan dorukta.
    ayrıca film noir türünü almışlar ve yenilemiş, türün kalıplarıyla oynamışlar.
    ve yine ayrıca o bütçeye rağmen çok iyi kamera hareketleri efektleri kullanmışlar film içinde.
    zaten filmin müzik kullanımı da matrix ten aşina olduğumuz müzik kullanımı yaylılar falan...

    ama bu bile matrix için gereken bütçeyi sağlamamış kardeşlere.
    bütçeleri daha azdı 5-10 milyyon dolardı heralde.
    onlarda o para ile filmin trinityle başlayan o ilk 10 dakikalık kovalamaca sahnesini çekmişler, daha çekimi yeni biten dark city filminin setinde hemde...
    yapımcılarda o çekilen görüntüleri izleyip dur lan bu gençlerde iş var demiş olacaklar...

    ayrıca bu film başından beri bir üçleme olarak tasarlanmıştı hatta daha da fazla film çıkar bu konudan. resmen ayrı bir evren, mitoloji yaratmışlar...

    ayrıca bu filmlere şundan bundan etkilenmiş demek yanlış olur.
    çünkü eltkilendikleri şeyler, filmler,romanlar, felseler haddinden fazla.
    yani sadece simularcadan etkilendiler veya sadece platoonun mağara alegorisinden etkilendiler demek yanlış olur.

    incilden, budizme,tasavvuftan, museviliğe decarttan niçeye efenime söyliyim japon animelerinden, dr.who ya,sam pechinpahtan , john woo ya referans göstermedikleri sanat dalı, sanatçı yok nerdeyse..

    ve bunların hepsinden ortaya böyle filmler çıkarmak her baba yiğidin harcı değil doğrusu.
    en azından bu bile saygıyı hak ediyor...

    ayrıca sanatın her dalı ve felsefe, bilim,teknoloji v.s her zaman birilerinden ve birşeylerden esinlenmiştir.
    kendinden öncekilerin üstüne ekleyerek bir yerlere gelmiştir.
    bu da gayet normaldir...
    ···
   tümünü göster