1. 251.
    0
    Tutukluk günlüklerim-2

    Daha ne kadar devam edecekti esaretim? Ne kadar devam edebilecektim bu acılara? Burası benim mezarım mı olacaktı? Yaver yaşıyor muydu yoksa ölmüş olabilir miydi? Ya yaşlı aktar ve karısı zulhayke ? Uyandığımda kafam bu soruların yanıtlarıyla meşguldu...

    Güneşin doğuşu ile kaldığım mahzenin tavanındaki deliklerden ışık süzülüyordu. O an kafamı kaldırıp kısık gözlerle etrafıma bakındım. Tek gördüğüm berbat bir yerde olduğum. Altımdan lağam suyuna benzer pis bir su akıyor. Bu kokuyu hissetmemek için burnumun olmaması gerek. Etrafım parçalanmış kaya ile örülmüş yüksek duvarlarla çevrili. Yalnızca karşımdaki duvarda kapı aralığına benzer boşluk var. BEn de o duvarlardan birine asılı haldeyim. O an bedenime baktım. içler acısı.Her yerim, aldığım darptan dolayı kan içerisinde. Demir kelepçelerden ellerim ve ayaklarımda zedelenmeler ve morluklar oluşmaya başlamış. Açlık ile beraber dayanılmaz bir acı var. inliyorum yalnızca. Susmak bana göre değilmiş meğer. Ne kaçış yolu ne de bir kurtuluş hiç bir şey düşünemiyorum. Gün boyunca "Bu da geçer ya Hû" diyerek sayıklıyorum. Ne sevinçli günlerim benle kalır ne de kederli acılı günlerim... Bu da geçer ya Hû
    ···
   tümünü göster