1. 51.
    0
    evde durmak istemiyordum artık. ne evde huzuru bulabiliyordum ne de dışarı da arkadaşlarımla birlikteyken ya da okuldayken. hayat tabir-i caizse zindan olmuştu. nasıl katlanabilir insan böyle bir hayata. her günün çileli, her günün ızdırap dolu, kafanda onlarca soru, kuşkulu bir hal içindesin ve çevrende ki insanlar sende ki bu değişimi çok derinden hissediyorlar. çok duydum arkadaşlarımdan sana ne oldu böyle gibi lafları. evet içime kapanıp, biraz çekingen birisiydim ama insanla konuşmayacak kadar değildim. tüm bunlardan sonra tamamen içime kapanmaya başladım. odamdan çıkmamaya başlamıştım, salonda pek fazla vakit geçirmiyordum, lavabo'da fazla kalmamaya çalışıyordum. duş alırken bile lavabo'nun kapısını açık bırakıyordum her hangi bir şey olduğunda bağırınca beni duysun diye evdekiler. akşamları duş almak mı? mümkünü yok. gündüz vakti, evde birileri varken duş alabiliyordum. akşamları dular ile uyuyabiliyordum. en azından beni az da olsa rahatlatıyordu. sürekli namaz kılan, cami'ye giden birisi değilim. fakat inançlıyım. ve dua etmek gerçekten rahatlatıyor insanı. pgibolojik mi dersiniz, ilahi mi dersiniz nasıl adlandırıyorsanız adlandırın. ancak dua ettiğim zamanlarda sıkıntılarım biraz daha azalıyordu. gel zaman git zaman uzun bir süre böyle yaşamak zorunda kaldım. asosyalleştim, arkadaş çevremi kaybettim, ailemle aramızdaki bağlar gevşedi, soğuduk birbirimize adeta.
    en acısı da ne biliyor musunuz arkadaşlar, insanların sanki ben olarak kasıtlı onlara soğuk davranıyormuşum gibi düşünmeleri yok mu, en çok yaralıyordu beni. akrabalara gidemiyordum artık. insanlardan uzak kalmak istiyordum çünkü bendeki bu gariplik halini çok fazla insanın görmesini istemedim. bir çok kuzenimle 3-4 yıl görüşmedik aynı şehir de yaşıyor olmamıza rağmen. adım hayırsıza kadar çıktı.
    ···
   tümünü göster