1. 126.
    0
    ben, kemal, cenk ve aşkın dar bir sokaktan devam ettikten sonra,
    bir gay bara girdik.
    nereye gittiğimizi bilmiyordum,
    yollar karmaşarık ve pisti.
    dediğim gibi alışık değildim fakat bunu yapmayı çok istiyordum.
    cenk içeriye bizden bir dakika önce girdi,
    daha sonra çıkıp bizi çağırdı.
    kapıdan ilerleyerek, hiç kalabalığa karışmadan
    barmenin önünden sola saptık.
    aşkın ve kemal barmene selam verdi.
    birbirlerini tanıyorlardı.
    soldan devam ettikten sonra tekrar sola dönünce ufak bir
    kapı ile karşılaştık.
    bir iki merdiven aşağıya inip, ufak bir çelik kapı idi bu.
    cenk bizden önce kapıyı açmıştı.

    girdiğimiz yer bir holdu.
    her taraf toprak ve kilden yapılmış gibiydi.
    üstümüzde loş bir sarı ışık vardı.
    hol, diğer üç odaya bağlıydı, hepsinin tahtadan kapıları vardı.
    solumdaki odanın kapısı komple kapalı.
    önümdeki odanın ki açık,
    ve sağımdaki son odanın ki yarıya kadar açıktı.
    o anda gördüklerimi anlatmam gerekirse,
    oraya ilk defa gelmiş birisi olarak;
    hemen önümüzdeki oda, paganistik öğelerle doldurulmuştu.
    zemini damalı, olabildiğine genişti.
    odanın ucunda tahtadan oyma bir heykel vardı.
    heykele gelmeden, odaya biraz girince karşınıza
    iki adet yunan sütunu geliyordu.
    o anda o kadar garip ve gereksiz bir mimari gibi görünmüştü ki
    aptal bir ergenlik ritüeli olduğunu sanmıştım.
    herkes kadar satanizm hakkında bilgim vardı,
    o güne kadar hepsini ya kız kaldırmaya çalışan tipler,
    ya da ergenler olarak görüyordum.
    böylesine organize olduklarını görmek oldukça şaşırtmıştı.
    ···
   tümünü göster