1. 501.
    +1
    "sonra konuşuruz" dedim. yanağından öpüp dönüp arkamı yoluma gittim. koşarak geldiğim yolu yerdeki taşları izleyerek geri dönüyordum. mutsuz falan değildim. hala birlikte yaşayacağımız hayatın hayallerinin coşkusu vardı içimde. ama şu sinekle ilgili olan hikayeyi bilirsiniz. büyütülecek şeyler değildi konuştuklarımız ama yine de mide bulandırıyordu.

    kapının önüne gelip durdum. cebimden anahtarları çıkarıp açtık kilidi. kimse yoktu evde. banyoya gidip duşu açtım. omuzlarımdan süzülürken sular ben hala az evvel kadından duyduklarımı düşünüyordum.

    belirsizlikleri hiç bir zaman sevmedim ben. insan mutlu olacaksa içinde şüphe olmayacaktı aynı şekilde yaşanan mutsuzluk da ne kadar net olursa değeri o kadar fazlaydı benim için. kötü duygular da değerli değil midir? içinden parçalar koparan şeyler önemli olmasalar seni böyle alaşağı edebilir mi? elbette en az güzel anlar kadar harekete geçirir mutsuz zamanlar da insanı. hatta kimi zaman daha da fazla. herkes hayatta en çok ve en içten güldüğü günü bulmakta zorlanır ama kimse yaşadığı yürek sökecek cinsten anları, yıkılıp darma duman olduğu anları unutamaz. aklımdan böyle şeyler geçiyordu kendimi suyla vaftiz ederken
    ···
   tümünü göster